Gündem

Anonim Şirketlerde Pay Senedi Ve İlmuhaberlerin Vergisel Etkileri

1. Vergiyle İlgili  Mevzuat:

Gerçek kişilerin sahip oldukları anonim şirket ortaklık paylarını satmaları sonucu elde ettikleri gelirler eğer bir ticari faaliyet çerçevesinde yapılmıyorsa değer artış kazancı olarak gelir vergisinin konusuna girmektedir.  (Ticari faaliyete dahil gelirler ticari kazanç kapsamında vergilenir)  Vergileme durumu ortaklık payının pay senedine (hisse senedi) (*) bağlanmış olup olmadığına göre farklılık arz etmektedir. Şöyle ki;

İvazsız (**) olarak edinilen pay senetleri ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla elde tutulan pay senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar gelir vergisine tabi değildir. Diğer taraftan,  İMKB de işlem gören pay senetlerinin elden çıkarılmasında bu süre bir yıl olup, bir yıldan önce elden çıkarmalardan doğan gelirlerde Geçici 67. Madde kapsamında tevkifat (halen oranı sıfırdır) yapılmaktadır. Ayrıca yıllık beyan zorunluluğu bulunmamaktadır.

Yukarıda sayılanlar dışında kalan elden çıkarma işlemleri sonucu doğan kazanç ise değer artış kazancı olarak gelir vergisine tabi bulunmaktadır. Tabiatıyla,  vergi matrahı hesaplanırken satılan kıymetin maliyeti ve elden çıkarma giderleri ile  ( endeks artışının  % 10 u geçmesi halinde) ÜFE endeksine bağlı maliyet bedeli endekslemesi de dikkate alınmaktadır.

232 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde  geçici ilmühaberlerin,  Gelir Vergisi Kanunu’nun yukarıdaki hükümleri açısından hisse senetleri (pay senetleri) ile aynı şekilde değerlendirileceği belirtilmiştir.

KDV Kanunu’nun 17/4-g Maddesi ile hisse senedi pay senedi teslimleri KDV den istisna edilmiştir. Pay senetlerine bağlanmamış olan anonim şirket paylarının devrinde ise aynı Maddenin “r” bendindeki  diğer bir istisnanın (en az iki tam yıl elde tutulmuş olan iştirak hisselerinin satışı) uygulanma şartı da mevcut değilse KDV hesaplanması gerekecektir. Tabiatıyla, ticari faaliyete bağlı olmayan ortaklık payı teslimleri KDV nin konusuna girmemektedir. İlmühaber tesliminin 17/4-g Maddesindeki istisnaya dahil olmayacağını ileri süren vergi inceleme elemanı görüşleri mevcut olsa da aksi yönde Danıştay kararı bulunmaktadır. Kişisel görüşümüz de, Danıştay kararıyla paralel olup, KDV istisnası yönünden ilmühaber teslimlerinin de pay senedi teslimi gibi değerlendirilmesi gerektiği yönündedir.

 

(*)  Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda “hisse senetleri” ifadesi yerine “pay senetleri” ifadesi kullanılmış olup, aynı anlamı ifade etmektedir.

(**) Veraset, hibe, bağış gibi karşılıksız intikaller.

 

2. Türk Ticaret Kanunu’nun İlgili Hükümleri:

6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun  484. ve izleyen Maddelerinde pay senetleri ile ilgili hükümlere yer verilmiştir. Kısaca; pay senetleri nama veya hamiline yazılı olup,  bedeli tamamen ödenmeyen hamiline yazılı paylar için pay senedi çıkartılamaz. Payların hamiline yazılı olması halinde yönetim kurulu, pay bedelinin tamamının ödenmesinden itibaren üç ay içinde pay senetlerini bastırarak dağıtacaktır. Hamiline yazılı pay senetleri bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilecek olup, bunlara nama yazlı pay senetlerine ilişkin hükümler kıyasen uygulanacaktır. Nama yazılı paylar için ancak azlık istemde bulunursa pay senedi bastırılması zorunluluğu mevcuttur.

Pay senetlerinin; şirketin unvanını, sermaye tutarını, kuruluş tarihini, bu tarihteki sermaye tutarını, çıkarılan pay senedinin tertibini, bunun tescili tarihini, senedin türünü ve itibarî değerini, kaç payı içerdiğini belirtmesi ve şirket adına imza etmeye yetkili olanlardan en az ikisi tarafından imza edilmiş olması şarttır. Kapalı şirketlerde baskı şeklinde imzanın delikli olması veya sahtekârlığı engelleyici diğer güvenlik önlemlerinin uygulanması gerekir. Nama yazılı pay senetlerinin ayrıca; sahiplerinin adı ve soyadını veya ticaret unvanını, yerleşim yerini, pay senedi bedelinin ödenmiş olan miktarını da açıklaması gerekir. Bu senetler şirketin pay defterine kaydolunacaktır.

Hamiline yazılı pay senetlerinin devri, şirket ve üçüncü kişiler hakkında, ancak zilyetliğin geçirilmesiyle hüküm ifade eder. Kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, nama yazılı paylar, herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebilirler. Hukuki işlemle devir, ciro edilmiş nama yazılı pay senedinin zilyetliğinin devralana geçirilmesiyle yapılabilir.

Şirket, senede bağlanmamış pay ve nama yazılı pay senedi sahipleriyle, intifa hakkı sahiplerini, ad, soyad, unvan ve adresleriyle, pay defterine kaydeder.

Eski Kanunda  yer alan “İlmühaberler” başlıklı 411. Maddede; nama yazılı hisse senetlerinin yerini tutmak için çıkarılan ilmühaberlerin nama yazılı olması gerektiği, bunların nama yazılı hisse senetlerinin devrine ait hükümlere tabi olduğu, hamiline yazılı hisse senetleri yerine düzenlenen nama yazılı ilmühaberlerin ise ancak alacağın devri hükümleri çerçevesinde devrolunabileceği, bu devrin şirkete karşı ihbar tarihinden itibaren hüküm ifade edeceği belirtilmiştir. 6102 sayılı yeni Kanunda bu şekilde sadece ilmühaberleri kapsayan özel bir maddeye yer verilmemiştir.

3. Değerlendirme:

6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) “hisse senetleri” yerine “ pay senetleri” ifadesine yer verilmiş olup, her ikisi de de aynı anlamı ifade etmektedir. Eski Kanundan farklı olarak hamiline yazılı paylar için bedellerinin tamamen ödendiği tarihten itibaren üç ay içinde pay senetlerinin bastırılması zorunluluğu getirilmiştir. Bu süre içinde yönetim kurulunca ilmühaber çıkarılabilecek ve bunlara nama yazılı pay senetlerine ilişkin  hükümler kıyasen uygulanacaktır. Diğer bir yenilik de, azlık talebi halinde nama yazılı paylar için de pay senedi bastırılmasının zorunlu oluşudur.

Eski Kanundan farklı olarak nama yazılı ilmühaberlere yer verilmemesi,  sadece hamiline yazılı paylarla ilgili fıkrada ilmühaberlerin isminin geçiyor olmasından hareketle artık nama yazılı paylar için ilmühaber çıkarılamayacağı görüşünü ileri sürenler bulunmaktadır. Bu iddiaya karşı olarak şu cevaplar verilebilir:

3.1. Hamiline yazılı paylarla ilgili ilmühaberlerin geçtiği fıkra  (486/2) esasen ilmühaberlerin hangi hallerle sınırlı olmak üzere çıkarılabileceğini düzenleyen bir fıkra değildir. Bu fıkra, Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere; hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılması zorunluluğu getiren, ilmühaberlere nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümlerin uygulanması öngören düzenlemeleri içermektedir. Bunun ötesinde bir kısıtlama sözkonusu değildir.

3.2. Aynı Maddenin 3. Fıkrası da yine Madde gerekçesinde belirtildiği üzere nama yazılı paylar için azlığın talebi halinde pay senetlerinin bastırılması zorunluluğu getiren yeni hükümleri içermektedir. Burada da ilmühaberlerle ilgili bir sınırlama bulunmamaktadır.

3.3. Eski Kanundaki nama ve hamiline yazılı ilmühaberleri düzenleyen 411. Madde benzeri bir hükme yeni Kanunda yer verilmemesinden hareketle artık nama paylar için yazılı ilmühaber çıkarılamaz denilebilir mi?  Gerek eski ve gerekse yeni Kanunda ilmühaberlerde bulunması gereken bilgilerle ilgili bir şekil şartına yer verilmemiş olup, bunların 487. Maddede belirtilen pay senetleri içeriği ile benzer olması gerektiği kabul edilebilir.  Hamiline yazılı paylar için pay senedi bastırılması zorunluluğu getirilmesi ve bu süre içinde nama yazılı senetlerin hükümlerinin uygulandığı ilmühaber çıkarılabileceğinin kabul edilmesi, bu payların özelliğinden kaynaklanmaktadır. Nama yazılı paylarda  buna gerek görülmemiştir. Esasen,  bunlarda ilmühaber ve pay senedi arasında içerdiği bilgiler açısından da ciddi bir farklılık olduğu söylenemez.  Bunların her ikisinin de basımı özel şartlara bağlanmamıştır. Kanunda nama yazılı paylar için sadece pay senedi ifadesi kullanılmış ve nama yazılı ilmühaberler ifadesine ayrıca yer verilmemiş olması bunlar için ilmühaber basılamayacağını değil bu ikisi arasındaki farkın önemli olmayışı nedeni ile olabilir. Zira sahibi açısından  nama yazılı paylar için pay senedi ile ilmühaber arasında ciddi bir fark bulunmamaktadır. Buna karşılık,  hamiline yazılı pay senetleri ile bunların yerine çıkarılan ilmühaberlerin devri farklı esaslara tabidir.

3.4. 6102 sayılı yeni Kanun 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun ile yeni hükümlerin uygulanmasına ilişkin geçiş düzenlemeleri yapılmıştır. Örneğin; ana sözleşmelerin 1 Temmuz 2013 tarihine kadar yeni Kanuna uyumlu hale getirilmesi için süre tanınmıştır. Eğer, nama yazılı paylar için ilmühaberlerin çıkarılamayacak olması gibi bir sınırlama geçerli olsa idi, herhalde 6103 sayılı Kanun ile şirketlere buna uyum için belli bir süre tanınırdı. Oysa, 6103 sayılı Kanunda bu konuyla ilgili bir hükme yer verilmemiştir. Eğer, bu iddia geçerli kabul edilirse 1 Temmuz 2002 öncesinde çıkarılmış olan nama yazılı paylara ilişkin ilmühaberlerin tamamı anılan tarih itibariyle yok sayılacak, geçersiz hale gelecektir.

3.5. 486.Maddenin 2. Fıkrasında; hamilin yazılı payların bedelinin ödenmesinden itibaren üç ay içinde pay senetlerinin bastırılacağı, pay senetleri bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılacağı belirtilmiştir. Eğer, Madde hükümleri sınırlayıcı olarak düşünülüyorsa buradan pekala, üç ay geçtikten sonra ilmühaberlerin geçersiz hale geleceği yorumu da yapılabilir.

Özetlersek;  yeni  TTK da “hisse senetleri” ifadesi yerine aynı anlamı taşıyan “pay senetleri” kullanılmış olup, vergi kanunlarındaki hisse senetleri ile ilgili düzenlemelerin de artık pay senetleri olarak değerlendirilmesi gerekir. Hamiline yazılı paylar için ilmühaber bastırılabilirken, eski Kanundan farklı olarak nama yazılı paylar için yeni TTK’da ilmühaberlerden açık olarak bahsedilmemiş olması tereddütlere yol açmaktadır. Eğer, nama yazılı paylar için ilmühaber bastırılması kabul edilmeyecekse, senede  bağlanmamış paylar için geçerli olan vergi hükümlerinin uygulanması gerekecektir. Bu durumun, vergisel açıdan mükelleflerin aleyhine olacağı açıktır. Kişisel olarak yukarıda belirttiğimiz gerekçelerle nama yazılı paylarda (yeni TTK da) böyle bir sınırlamanın olmadığı kanaatindeyiz. Ancak, vergi idaresinin aksi düşünceyi benimsemesi ihtimali de gözönünde tutulmalı, gerekirse tedbirli bir yaklaşım olarak bundan böyle anılan paylar için ilmühaber yerine pay senetlerinin basımına dikkat edilmelidir.

1. Vergiyle İlgili Mevzuat:
Gerçek kişilerin sahip oldukları anonim şirket ortaklık paylarını satmaları sonucu elde ettikleri gelirler eğer bir ticari faaliyet çerçevesinde yapılmıyorsa değer artış kazancı olarak gelir vergisinin konusuna girmektedir. (Ticari faaliyete dahil gelirler ticari kazanç kapsamında vergilenir) Vergileme durumu ortaklık payının pay senedine (hisse senedi) (*) bağlanmış olup olmadığına göre farklılık arz etmektedir. Şöyle ki;
İvazsız (**) olarak edinilen pay senetleri ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla elde tutulan pay senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar gelir vergisine tabi değildir. Diğer taraftan, İMKB de işlem gören pay senetlerinin elden çıkarılmasında bu süre bir yıl olup, bir yıldan önce elden çıkarmalardan doğan gelirlerde Geçici 67. Madde kapsamında tevkifat (halen oranı sıfırdır) yapılmaktadır. Ayrıca yıllık beyan zorunluluğu bulunmamaktadır.
Yukarıda sayılanlar dışında kalan elden çıkarma işlemleri sonucu doğan kazanç ise değer artış kazancı olarak gelir vergisine tabi bulunmaktadır. Tabiatıyla, vergi matrahı hesaplanırken satılan kıymetin maliyeti ve elden çıkarma giderleri ile ( endeks artışının % 10 u geçmesi halinde) ÜFE endeksine bağlı maliyet bedeli endekslemesi de dikkate alınmaktadır.
232 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde geçici ilmühaberlerin, Gelir Vergisi Kanunu’nun yukarıdaki hükümleri açısından hisse senetleri (pay senetleri) ile aynı şekilde değerlendirileceği belirtilmiştir.
KDV Kanunu’nun 17/4-g Maddesi ile hisse senedi pay senedi teslimleri KDV den istisna edilmiştir. Pay senetlerine bağlanmamış olan anonim şirket paylarının devrinde ise aynı Maddenin “r” bendindeki diğer bir istisnanın (en az iki tam yıl elde tutulmuş olan iştirak hisselerinin satışı) uygulanma şartı da mevcut değilse KDV hesaplanması gerekecektir. Tabiatıyla, ticari faaliyete bağlı olmayan ortaklık payı teslimleri KDV nin konusuna girmemektedir. İlmühaber tesliminin 17/4-g Maddesindeki istisnaya dahil olmayacağını ileri süren vergi inceleme elemanı görüşleri mevcut olsa da aksi yönde Danıştay kararı bulunmaktadır. Kişisel görüşümüz de, Danıştay kararıyla paralel olup, KDV istisnası yönünden ilmühaber teslimlerinin de pay senedi teslimi gibi değerlendirilmesi gerektiği yönündedir.

(*) Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda “hisse senetleri” ifadesi yerine “pay senetleri” ifadesi kullanılmış olup, aynı anlamı ifade etmektedir.
(**) Veraset, hibe, bağış gibi karşılıksız intikaller.

2. Türk Ticaret Kanunu’nun İlgili Hükümleri:
6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 484. ve izleyen Maddelerinde pay senetleri ile ilgili hükümlere yer verilmiştir. Kısaca; pay senetleri nama veya hamiline yazılı olup, bedeli tamamen ödenmeyen hamiline yazılı paylar için pay senedi çıkartılamaz. Payların hamiline yazılı olması halinde yönetim kurulu, pay bedelinin tamamının ödenmesinden itibaren üç ay içinde pay senetlerini bastırarak dağıtacaktır. Hamiline yazılı pay senetleri bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilecek olup, bunlara nama yazlı pay senetlerine ilişkin hükümler kıyasen uygulanacaktır. Nama yazılı paylar için ancak azlık istemde bulunursa pay senedi bastırılması zorunluluğu mevcuttur.
Pay senetlerinin; şirketin unvanını, sermaye tutarını, kuruluş tarihini, bu tarihteki sermaye tutarını, çıkarılan pay senedinin tertibini, bunun tescili tarihini, senedin türünü ve itibarî değerini, kaç payı içerdiğini belirtmesi ve şirket adına imza etmeye yetkili olanlardan en az ikisi tarafından imza edilmiş olması şarttır. Kapalı şirketlerde baskı şeklinde imzanın delikli olması veya sahtekârlığı engelleyici diğer güvenlik önlemlerinin uygulanması gerekir. Nama yazılı pay senetlerinin ayrıca; sahiplerinin adı ve soyadını veya ticaret unvanını, yerleşim yerini, pay senedi bedelinin ödenmiş olan miktarını da açıklaması gerekir. Bu senetler şirketin pay defterine kaydolunacaktır.
Hamiline yazılı pay senetlerinin devri, şirket ve üçüncü kişiler hakkında, ancak zilyetliğin geçirilmesiyle hüküm ifade eder. Kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, nama yazılı paylar, herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebilirler. Hukuki işlemle devir, ciro edilmiş nama yazılı pay senedinin zilyetliğinin devralana geçirilmesiyle yapılabilir.
Şirket, senede bağlanmamış pay ve nama yazılı pay senedi sahipleriyle, intifa hakkı sahiplerini, ad, soyad, unvan ve adresleriyle, pay defterine kaydeder.
Eski Kanunda yer alan “İlmühaberler” başlıklı 411. Maddede; nama yazılı hisse senetlerinin yerini tutmak için çıkarılan ilmühaberlerin nama yazılı olması gerektiği, bunların nama yazılı hisse senetlerinin devrine ait hükümlere tabi olduğu, hamiline yazılı hisse senetleri yerine düzenlenen nama yazılı ilmühaberlerin ise ancak alacağın devri hükümleri çerçevesinde devrolunabileceği, bu devrin şirkete karşı ihbar tarihinden itibaren hüküm ifade edeceği belirtilmiştir. 6102 sayılı yeni Kanunda bu şekilde sadece ilmühaberleri kapsayan özel bir maddeye yer verilmemiştir.
3. Değerlendirme:
6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) “hisse senetleri” yerine “ pay senetleri” ifadesine yer verilmiş olup, her ikisi de de aynı anlamı ifade etmektedir. Eski Kanundan farklı olarak hamiline yazılı paylar için bedellerinin tamamen ödendiği tarihten itibaren üç ay içinde pay senetlerinin bastırılması zorunluluğu getirilmiştir. Bu süre içinde yönetim kurulunca ilmühaber çıkarılabilecek ve bunlara nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler kıyasen uygulanacaktır. Diğer bir yenilik de, azlık talebi halinde nama yazılı paylar için de pay senedi bastırılmasının zorunlu oluşudur.
Eski Kanundan farklı olarak nama yazılı ilmühaberlere yer verilmemesi, sadece hamiline yazılı paylarla ilgili fıkrada ilmühaberlerin isminin geçiyor olmasından hareketle artık nama yazılı paylar için ilmühaber çıkarılamayacağı görüşünü ileri sürenler bulunmaktadır. Bu iddiaya karşı olarak şu cevaplar verilebilir:
3.1. Hamiline yazılı paylarla ilgili ilmühaberlerin geçtiği fıkra (486/2) esasen ilmühaberlerin hangi hallerle sınırlı olmak üzere çıkarılabileceğini düzenleyen bir fıkra değildir. Bu fıkra, Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere; hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılması zorunluluğu getiren, ilmühaberlere nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümlerin uygulanması öngören düzenlemeleri içermektedir. Bunun ötesinde bir kısıtlama sözkonusu değildir.
3.2. Aynı Maddenin 3. Fıkrası da yine Madde gerekçesinde belirtildiği üzere nama yazılı paylar için azlığın talebi halinde pay senetlerinin bastırılması zorunluluğu getiren yeni hükümleri içermektedir. Burada da ilmühaberlerle ilgili bir sınırlama bulunmamaktadır.
3.3. Eski Kanundaki nama ve hamiline yazılı ilmühaberleri düzenleyen 411. Madde benzeri bir hükme yeni Kanunda yer verilmemesinden hareketle artık nama paylar için yazılı ilmühaber çıkarılamaz denilebilir mi? Gerek eski ve gerekse yeni Kanunda ilmühaberlerde bulunması gereken bilgilerle ilgili bir şekil şartına yer verilmemiş olup, bunların 487. Maddede belirtilen pay senetleri içeriği ile benzer olması gerektiği kabul edilebilir. Hamiline yazılı paylar için pay senedi bastırılması zorunluluğu getirilmesi ve bu süre içinde nama yazılı senetlerin hükümlerinin uygulandığı ilmühaber çıkarılabileceğinin kabul edilmesi, bu payların özelliğinden kaynaklanmaktadır. Nama yazılı paylarda buna gerek görülmemiştir. Esasen, bunlarda ilmühaber ve pay senedi arasında içerdiği bilgiler açısından da ciddi bir farklılık olduğu söylenemez. Bunların her ikisinin de basımı özel şartlara bağlanmamıştır. Kanunda nama yazılı paylar için sadece pay senedi ifadesi kullanılmış ve nama yazılı ilmühaberler ifadesine ayrıca yer verilmemiş olması bunlar için ilmühaber basılamayacağını değil bu ikisi arasındaki farkın önemli olmayışı nedeni ile olabilir. Zira sahibi açısından nama yazılı paylar için pay senedi ile ilmühaber arasında ciddi bir fark bulunmamaktadır. Buna karşılık, hamiline yazılı pay senetleri ile bunların yerine çıkarılan ilmühaberlerin devri farklı esaslara tabidir.
3.4. 6102 sayılı yeni Kanun 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun ile yeni hükümlerin uygulanmasına ilişkin geçiş düzenlemeleri yapılmıştır. Örneğin; ana sözleşmelerin 1 Temmuz 2013 tarihine kadar yeni Kanuna uyumlu hale getirilmesi için süre tanınmıştır. Eğer, nama yazılı paylar için ilmühaberlerin çıkarılamayacak olması gibi bir sınırlama geçerli olsa idi, herhalde 6103 sayılı Kanun ile şirketlere buna uyum için belli bir süre tanınırdı. Oysa, 6103 sayılı Kanunda bu konuyla ilgili bir hükme yer verilmemiştir. Eğer, bu iddia geçerli kabul edilirse 1 Temmuz 2002 öncesinde çıkarılmış olan nama yazılı paylara ilişkin ilmühaberlerin tamamı anılan tarih itibariyle yok sayılacak, geçersiz hale gelecektir.
3.5. 486.Maddenin 2. Fıkrasında; hamilin yazılı payların bedelinin ödenmesinden itibaren üç ay içinde pay senetlerinin bastırılacağı, pay senetleri bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılacağı belirtilmiştir. Eğer, Madde hükümleri sınırlayıcı olarak düşünülüyorsa buradan pekala, üç ay geçtikten sonra ilmühaberlerin geçersiz hale geleceği yorumu da yapılabilir.
Özetlersek; yeni TTK da “hisse senetleri” ifadesi yerine aynı anlamı taşıyan “pay senetleri” kullanılmış olup, vergi kanunlarındaki hisse senetleri ile ilgili düzenlemelerin de artık pay senetleri olarak değerlendirilmesi gerekir. Hamiline yazılı paylar için ilmühaber bastırılabilirken, eski Kanundan farklı olarak nama yazılı paylar için yeni TTK’da ilmühaberlerden açık olarak bahsedilmemiş olm

Bu dokümanda yer alan bilgiler genel içeriklidir ve herhangi bir gerçek veya tüzel kişinin özel durumuna hitap etmemektedir. Sürekli güncel ve doğru bilgi sunumuna özen gösterilmesine karşın bu bilgiler her zaman her durumda doğru olmayabilir. Hiç kimse özel durumuna uygun bir uzman görüşü almaksızın , bu dokümanda yer alan bilgilere dayanarak hareket etmemelidir. Nexia Türkiye ve AS Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş.’ye, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.

İletişim

© Copyright 2019 As Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş. Tüm Hakları Saklıdır.