Gündem

Anonim Şirketlerde Pay Senetlerinin (Hisse Senetleri) Bastırılma Zorunluluğunun Vergisel Açıdan Değerlendirilmesi:

Yazımızda, yeni Türk Ticaret Kanunu hükümleri de dikkate alınarak anonim şirket paylarının yada pay senetlerinin devri ( özellikle; pay senetlerinin ilmühabere bağlanmış olma durumu) vergisel açıdan ele alınmıştır.

1. Türk Ticaret Kanunu’nda  Pay Senetlerinin Bastırılmasıyla İlgili Düzenlemeler ve İlmühaberler:

Anonim şirketteki sermayenin bölünmesi sonucu oluşan birime "pay"  denilmekte olup, bu şirket payları kıymetli evrak niteliğinde senede bağlanmış ise  pay senetleri olarak adlandırılmaktır. 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nda eski Kanundan farklı olarak “Hisse Senetleri”  yerine “Pay Senetleri” ifadesi kullanılmıştır.

Türk Ticaret Kanunu’nun pay senetlerinin bastırılması ile ilgili 486. Maddesinin 2.ve 3. Fıkraları aşağıdaki şekildedir:

“ (2) Paylar hamiline yazılı ise yönetim kurulu, pay bedelinin tamamının ödenmesi tarihinden itibaren üç ay içinde pay senetlerini bastırıp pay sahiplerine dağıtır. Yönetim kurulunun hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılmasına ilişkin kararı tescil ve ilan edilir, ayrıca şirketin internet sitesine konulur. Pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler uygulanır.


(3) Azlık istemde bulunursa nama yazılı pay senedi bastırılıp tüm nama yazılı pay senedi sahiplerine dağıtılır. ”

Dikkat edilirse, eski Kanundan farklı olarak hamiline yazılı pay senetleri için bedellerinin tamamen ödenmesi tarihinden itibaren 3 ay içinde pay senetlerinin bastırılıp pay sahiplerine dağıtılma zorunluluğu getirilmiş bulunmaktadır. Bedelleri tamamen ödenmeyen paylar için hamiline yazılı pay senedi çıkarılamayacağı ve çıkarılmışsa geçersiz olacağına ilişkin hüküm de ayrıca göz önünde bulundurulmalıdır. (Madde:484/2) Bu süre içinde pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilecek olup, bu ilmühaberlere nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler kıyasen uygulanacaktır.

Nama yazılı paylarda ise, ancak şirketteki azlık (sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri)  istemde bulunursa nama yazılı pay senedi bastırılma zorunluluğu doğmaktadır.

Eski Türk Ticaret Kanunu’nda ilmühaberler; hem nama yazılı hem de hamiline yazılı hisse senetleri için ayrıca bir madde (Madde:411) halinde düzenlenmiş olup,  hisse senetlerinin basımı için bir süre şartı getirilmediğinden bu ilmühaberler sürekli olarak kullanılabilmekteydi. Yeni Kanunda ise; sadece hamiline yazılı pay senetlerine ilişkin 3 aylık çıkarılma süresi içinde geçerli olmak üzere ilmühaber çıkarılacağı belirtilmiş, nama yazılı paylarda ise ilmühaberlerden bahsedilmemiştir.  486. Maddenin 2. Fıkrasının ilk iki cümlesi hamiline yazılı paylara ilişkin olup, üçüncü cümlede ilmühaberlerden bahsedilmektedir. Nama yazılı pay senetleri ise 3. Fıkrada yer almaktadır. Buradan hareketle, nama yazılı paylar için ilmühaber çıkarılamaz mı sorusu akla gelebilmekteyse de, kanaatimizce “2” Fıkradaki ilmuhaberlerle ilgili cümlenin nama yazılı payları da kapsadığı şeklinde yorumlamak maddenin amacına da uygun olacaktır.

6102  sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun yukarıdaki hükümleri 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.

 

2. Vergi Yasalarına Göre Anonim Şirket Paylarının Yada Pay Senetlerinin ve İlmühaberlerin Devrinde Vergi:
Anonim şirket paylarının yada pay senetlerinin devri ile ilgili vergisel düzenlemeleri şu şekilde özetleyebiliriz:

2.1. Gelir Vergisi Kanunu’ndaki Düzenlemeler:
Gelir Vergisi Kanunu’nun Mükerrer 80.Maddesinin 1. Bendine göre; ivazsız olarak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri hariç, menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar değer artış kazancı olarak gelir vergisine tabidir.
Anonim şirket hisseleri pay senetlerine (hisse senetleri) bağlanmamış ise, menkul kıymetlerin vergilenmesi ile ilgili yukarıdaki hükümler yerine aynı Maddenin 4. Bendine göre (ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar) elde edilen kazanç değer artış kazancı olarak vergilenecektir.
Maliyet bedeli endekslemesi ve varsa istisna uygulanması sonucunda kalan pozitif değer artış kazancı tutarı yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmektedir.

Dikkat edilirse, pay senetleri ivazsız olarak edinilmişse yada edinildikten iki yıl geçtikten sonra satılırsa doğan kazanç gelir vergisine tabi olmayacaktır. Buna karşılık pay senetlerine bağlanmamış olan anonim şirket paylarının satılması halinde doğan kazançlara böyle bir avantaj tanınmamış olup bu paylar edinildikten sonra kaç yıl geçerse geçsin (ortaklık haklarının ve hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazanç olarak) vergiye tabidir. Bir başka farklılık da şu şekildedir;  ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasında doğan kazancın yıllık olarak 8.800 TL sı vergiden istisna iken, menkul kıymetler (hisse senetleri) için bu tutarı kazançtan indirme hakkı tanınmamıştır.

Bilindiği gibi; İMKB’de işlem göre pay senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazanç,  yukarıdaki maddeye değil Geçici 67. Maddeye göre tevkifat yoluyla vergilendirilmektedir. Dolayısıyla, bu kapsamdaki pay senetlerinin değer artış kazancı olarak yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyanı sözkonusu değildir.

2000 yılında yayımlanmış olan 232  Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazancın vergilendirilmesiyle ilgili açıklamalara yer verilmiştir.  Anılan genel tebliğde geçici ilmühaberlerle ilgili bölüm aşağıdaki şekildedir:

“Bilindiği üzere geçici ilmühaberler anonim şirketler tarafından hisse senetlerinin yerini tutmak amacıyla çıkartılan menkul kıymetlerdir. Sahiplerine genel kurul toplantılarına katılmak, oy kullanmak, kar payı almak gibi pay sahipliği haklarını kazandıran ilmühaberler, ilgili anonim şirketçe hisse senetleri düzenlenip ortaklara teslim edildiği anda geçerliliğini kaybetmektedir.


Dolayısıyla ilmühaberlerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde, Gelir Vergisi Kanununun hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.


Buna göre, ilmühaberlerin; iktisap tarihinden itibaren üç ay içerisinde elden çıkarılması halinde elde edilen kazanç değer artış kazancı olarak gelir vergisine tabi olacak, iktisap tarihinden itibaren üç aylık sürenin geçmesinden sonra elden çıkarılması halinde ise elde edilen kazanç gelir vergisine tabi olmayacaktır. Ayrıca, ilmühaberlerin hisse senetleri ile değiştirilmesi dolayısıyla alınan hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak ilmühaberlerin elde edildiği tarih dikkate alınacaktır.”

Tebliğ zamanındaki mevzuatta “üç aylık” olarak belirtilen sürenin daha sonra “iki yıl” olarak değişmiştir.
Özetlersek;  ilmühaberler gelir vergisi açısından pay senetleri ( hisse senetleri) olarak kabul görmektedir. Dolayısıyla pay senetleri basılmamış olsa bile iki yıldan uzun süre elde tutulmuş ilmühaberin devri halinde gelir vergisine tabi kazanç doğmayacaktır.

2.2. KDV Açısından:
Ticari faaliyet çerçevesinde yapılan teslim hizmetler KDV ne tabidir. Bu açıdan bakıldığında; ticari işletme aktifine kayıtlı bir anonim şirket payının yada pay senetlerinin (hisse senetlerinin) devri KDV nin konusuna girmektedir.

Ancak, KDV Kanunu’nun 17/4-g Maddesi ile hisse senedi teslimleri KDV den istisna edilmiştir. Hisse senetlerine bağlanmamış olan anonim şirket paylarının devrinde ise aynı Maddenin “r” bendindeki diğer bir istisnanın (en az iki tam yıl elde tutulmuş olan iştirak hisselerinin satışı) uygulanma şartı da mevcut değilse KDV hesaplanması gerekecektir.

Hisse senetleri yerine çıkarılan ilmühaberlerin 17/4-g Maddesindeki istisnaya girmeyeceği, 232 No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğindeki düzenlemenin sadece gelir vergisi açısından değer taşıdığı, KDV açısından geçerli olmadığı şeklinde görüşler ileri sürülebilmektedir. Ancak, Danıştay’ın ilmuhaber devirlerinin KDV Kanunu açısından da hisse senedi devri olarak görülmesi gerektiği yönünde kararı bulunmaktadır. ( Danıştay 9. Dairesi’nin 9 Şubat 2011 tarihli 2011/281 sayılı Kararı) Kişisel görüşümüz de Danıştay kararıyla aynı yöndedir.

3. Vergiyle İlgili Düzenlemelerin Türk Ticaret Kanunu’nun Pay Senetleri Bastırılma Zorunluluğu İle İlgili Hükümleri Işığında Değerlendirilmesi:

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren yürürlüğe giren hükümlerine göre;  hamiline yazılı paylar için bedeli tamamen ödendiği tarihten itibaren 3 ay içinde pay senetlerinin bastırılması zorunlu hale gelmiştir. İlmühaberler sadece bu 3aylık süre için çıkarılabilecek ve dolayısıyla bu süre aralığında geçerli olabilecektir.

Bu hükümlere göre; 3 aylık bastırılma süresi geçtikten sonra ilmühaberlerin hukuken geçerliliğini kaybedeceğini düşünüyoruz. Bu süre geçmesine rağmen pay senetleri bastırılmamışsa, ilmühaberler de artık geçerli olmayacağından Gelir Vergisi Kanunu’nun menkul kıymetler için öngörülen vergi avantajı sağlayan hükümleri ile KDV Kanunu’ndaki hisse senedi teslimlerinde öngörülen istisna da uygulanamaz kanaatindeyiz.

Sözkonusu hükümler 1 Temmuz 2012 de yürürlüğe girmiş olmakla birlikte, pay senetlerinin bastırılmasıyla ilgili zorunluluğun sadece bu tarihten sonraki kuruluşlarda ve bu tarihten sonraki sermaye artırımlarında mı geçerli olacağı, yoksa mevcut şirketlerin hali hazır sermaye paylarını da kapsayıp kapsamadığı hususu netliğe kavuşturulmalıdır.

Eğer sadece 1 Temmuz 2012 tarihinden sonra kurulacak anonim şirketlere ve mevcut şirketlerin bu tarihten sonraki sermaye artışlarında uygulanacaksa sözkonusu işlemlerde hamiline yazılı pay senetlerinin basımıyla ilgili düzenlemelere ve ilmühaberlerin geçerlilik süresine dikkat edilmesi sadece Türk Ticaret Kanunu değil vergi kanunları açısından da önem arz etmektedir.

Ancak;  yeni hükümler 1 Temmuz 2012 tarihi itibariyle mevcut şirket paylarını da kapsıyorsa bu şirketlerin de anılan sürenin işlemeye başlamış olduğuna dikkat etmeleri gereklidir.

Nama yazılı senetlerde ise, sadece azlık talepte bulunursa pay senetleri bastırılacaktır. Böyle bir talep gelmediği sürece pay senetlerinin basılma zorunluluğu bulunmadığında hamiline yazılı paylardaki gibi vergisel bir sorun da oluşmayacak görünmektedir. ( Yeni Kanundaki ilmühaberlerle ilgili hükümlerin nama yazılı pay senetlerini de kapsadığı görüşündeyiz ancak aksi sözkonusu ise çok farklı vergisel sonuçlar da çıkabilir)

Pay senetlerinin şekli Türk Ticaret Kanunu’nun 488. Maddesinde belirtilmiştir. Pay senetleri bastırılırken bu hükümlere uyulması zorunludur. Halka açık şirketlerin ise bu açıdan Sermaye Piyasası Kanunu ve bağlı mevzuatını uygulayacağı malumdur.

 

Bu dokümanda yer alan bilgiler genel içeriklidir ve herhangi bir gerçek veya tüzel kişinin özel durumuna hitap etmemektedir. Sürekli güncel ve doğru bilgi sunumuna özen gösterilmesine karşın bu bilgiler her zaman her durumda doğru olmayabilir. Hiç kimse özel durumuna uygun bir uzman görüşü almaksızın , bu dokümanda yer alan bilgilere dayanarak hareket etmemelidir. Nexia Türkiye ve AS Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş.’ye, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.

İletişim

© Copyright 2019 As Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş. Tüm Hakları Saklıdır.