Gündem

Mali İdaremiz Görüşmü Değiştirdi, Hata Mı Yapıyor?

 Gerçek kişilerin, ivazsız olarak (bir bedel ödemeden) edinilenler hariç, sahip oldukları şirket hisselerinin elden çıkarmalarında doğan değer artışı vergiye tabidir. Fakat gerekli şartlar sağlandığında istisna uygulanması mümkündür.

 

Nedir bu istisna şartları ?

 

1- Gerçek kişinin elden çıkardıkları hisse senedi (veya geçici ilmühaber) olmalı. Buradan anlaşılan limited şirket hisseleri hiçbir şekilde istisna kapsamında değildir.

 

2- Bu hisse senetlerine en az kesintisiz iki yıl sahip olunmalıdır.

 

Bu iki şartın bir arada bulunması halinde doğan değer artış kazancı hiçbir şekilde Gelir Vergisine konu olmayacaktır. Fakat bu durumda satışa konu hisse senetlerinin iktisap tarihinin tespiti önem kazanmaktadır. Özellikle limited şirketken nev’i değiştirip anonim şirket olan kurumların ortaklarının ellerinde bulundurdukları hisselerinin iktisap tarihleri.

 

Konu ile ilgili tanım sadece 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1 numaralı genel tebliğinde aşağıdaki şekilde yer bulmuştur.

 

19.3.3. Devir ve bölünmelerde elde edilen hisselerin iktisap tarihi

 

Kurumlar Vergisi Kanununun 19 ve 20 nci maddeleri kapsamında gerçekleştirilen devir ve bölünme (kısmi bölünme dahil) hallerinde, devir olan veya bölünen şirketin ortaklarına verilen hisselerin iktisap tarihi olarak, bu yeni hisselerin verilmesine neden olan devir olan veya bölünen şirketin hisselerinin iktisap edildiği tarihin esas alınması gerekmektedir.

 

 

Bu hükümden anlaşılacağı gibi nev’i değişikliği ile elde edilen yeni hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak, değişiklikten önce kurum limited şirket olduğu zamanki hisselerin iktisap tarihi esas alınacaktır.

 

Bu düzenleme kurumlar vergisi kanunu nezdinde düzenlenen menkul kıymetlere ait satış karı istisnasına uygun bir düzenlemedir. Zira kurumlar vergisi kanunundaki istisna hem hisse senetlerini hem de ortaklık paylarını (hisseleri) içine almaktadır. Bu durum gelir vergisi kanunundaki düzenlemeden çok farklıdır. Zira “Hisse” ile “Hisse Senedi” farklı kavramlardır. Hisse, genel olarak ortaklık payı iken, hisse senedi ortaklık payının menkul kıymete bağlanmış halidir. Menkul kıymetin iktisap tarihinin tespiti kurum limited şirketken de anonime döndükten sonra da fark etmeyecektir, çünkü Kurumlar Vergisi Kanunu açısından her iki durumda da aynı istisna uygulanmaktadır.

 

Gelir vergisi kanununun da ise yukarıdaki şartların bir arada olması istisnanın işlemesi için gerek, şarttır. Diğer bir değişle sadece hisse senedine ait bir istisna olduğu için anonim şirket payları istisnadan faydalanmaktadır. Limited şirket ortaklık payları satışlarından elde edilen karlar için herhangi bir istisna bulunmamaktadır.

 

Gelir vergisindeki istisna hisse senetlerinin iki yıl fiilen elde bulundurulması halinde geçerli olmakta, bir anonim şirkete ortak olunduğu halde hisselerin bastırmamış olması halinde ise istisnadan faydalanılamamaktadır.

Ancak Maliye Bakanlığı vermiş olduğu değer artış kazancı kapsamında sorulan bir özelge de; “ hisse senetlerinin ilk iktisap tarihi olarak ortakların nevi değiştiren limited şirketin sermayesine iştirak ettikleri tarihin dikkate alınması gerektiği”  belirtilmiştir.

 

 

Konumuza bir örnekle devam etmemiz gerekirse;

 

A ve B şahısları 2005 yılında bir limited kurmuş olsalar ve bu limited şirketi 2011 yılında nev’i değişikliği ile anonim şirkete çevirmiş olsalar Mali İdaremizin yeni görüşü (!) uyarıca nev’i değişikliği yapıldığında bile iki yıllık süre aşılmış olacaktır. Bu hisselerin satışından sonra sağlanan kar gelir vergisinden istisnadır.

 

Hal böyle olunca mali mevzuatta konu ile ilgi tek hüküm KVK 1 numaralı genel tebliğinde yer aldığından GV kapsamında verilen görüşlerin bu hükme dayandırılması GV Kanununda yapılan düzenlemeye aykırılık teşkil etmektedir. Hisse senetlerine iki yıl boyunca sahip olunmamıştır.

 

Konu ile ilgili Mali İdaremizin 9 Haziran 2011 tarihinde vermiş olduğu özelgeye aşağıda yer verilmiştir.

 

Sonuç olarak Mali İdaremiz görüş mü değiştirdi? Görüş değiştirdiyse Gelir Vergisi Kanunu ilgili maddesi bu haliyle kanunda durmaya devam ederken özelge gücüyle bunu ne kadar başarabilir? Hayır hata yapıyorsa mükellefler yapılan bu hata neticesinde ne kadar zarara uğrayacak?

 

Mali İdaremizin görüş değiştirdiğine inanmak ve işlemlerimizi aşağıdaki özelge de tarif edildiği şekilde yapmakta bir sakınca olmamalıdır diye düşünmek isteriz. Ancak, yine de bu uygulamayı yapmadan önce konu ile ilgili mutlaka özelge talep etmek ve alınacak görüş doğrultusunda işlemi gerçekleştirmek en uygun yol olacaktır. Eğer ikinci alternatif gerçekleşir ve “Hata” olduğu anlaşılırsa özelgenin sonunda yer alan

 

“(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.”

 

şeklindeki izahat, mükellef olarak riskimizi açıklamaktadır.

 

 

 

Tarih     09/06/2011

Sayı       B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-226

Kapsam

 

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

 

 

Sayı       :              B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-226           09/06/2011

Konu     :              Nev'i değişikliği durumunda hisse senetlerinin ilk iktisap tarihi ve satılması durumunda değer artışı kazancı oluşup oluşmayacağı.

 

İlgi (a) da kayıtlı özelge talep formunuz ve ilgi (b) de kayıtlı dilekçenizde; şirketinizin nevi değişikliği yolu ile 31.03.2010 tarihinde anonim şirkete dönüştüğünü, şirket ortaklarının şirketin kuruluş tarihinden (1995) beri ellerinde bulundurdukları hisse senetlerinin satışını yapmak istediklerinde iktisap tarihinin nasıl değerlendirileceği ve ortakların sahibi oldukları hisse senetlerinin elden çıkarılmasından elde edilen kazancın değer artışı kazancı kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 19 uncu maddesinde "(1) Bu Kanunun uygulamasında aşağıda yazılı şartlar dâhilinde gerçekleşen birleşmeler devir hükmündedir:

 

a) Birleşme sonucunda infisah eden kurum ile birleşen kurumun kanuni veya iş merkezlerinin Türkiye'de bulunması.

 

b) Münfesih kurumun devir tarihindeki bilanço değerlerinin, birleşilen kurum tarafından bir bütün halinde devralınması ve aynen bilançosuna geçirilmesi.

 

(2) Kurumların yukarıdaki şartlar dâhilinde tür değiştirmeleri de devir hükmündedir."

 

hükmüne yer verilmiştir.

 

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 19.3.3. Devir ve bölünmelerde elde edilen hisselerin iktisap tarihi" başlıklı bölümünde, Kurumlar Vergisi Kanununun 19 ve 20 nci maddeleri kapsamında gerçekleştirilen devir ve bölünme (kısmi bölünme dahil) hallerinde, devir olan veya bölünen şirketin ortaklarına verilen hisselerin iktisap tarihi olarak, bu yeni hisselerin verilmesine neden olan devir olan veya bölünen şirketin hisselerinin iktisap edildiği tarihin esas alınması gerektiği belirtilmiştir.

 

Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun Kanunun Mükerrer 80 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, ivazsız olarak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri hariç, menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançların değer artış kazancı olduğu hükme bağlanmış ve aynı maddenin ikinci fıkrasında, bu maddede geçen "elden çıkarma" deyiminin, bu maddede yazılı mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade ettiği belirtilmiştir.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre;

 

- Nev'i değişikliğinin Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu ve 20 nci maddeleri kapsamında yapılması halinde, hisse senetlerinin ilk iktisap tarihi olarak ortaklarınızın nevi değiştiren limited şirketin sermayesine iştirak ettikleri tarihin dikkate alınması gerekmektedir.

 

- Gelir Vergisi Kanununun Mükerrer 80 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendine göre, söz konusu hisse senetlerinin iktisap tarihinden itibaren iki yıldan fazla süreyle elde tutulduktan sonra satılması durumunda değer artışı kazancı oluşmayacaktır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

 

 

Bu dokümanda yer alan bilgiler genel içeriklidir ve herhangi bir gerçek veya tüzel kişinin özel durumuna hitap etmemektedir. Sürekli güncel ve doğru bilgi sunumuna özen gösterilmesine karşın bu bilgiler her zaman her durumda doğru olmayabilir. Hiç kimse özel durumuna uygun bir uzman görüşü almaksızın , bu dokümanda yer alan bilgilere dayanarak hareket etmemelidir. Nexia Türkiye ve AS Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş.’ye, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.

İletişim

© Copyright 2019 As Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş. Tüm Hakları Saklıdır.