Gündem

Vergi Affi: “Bu kanunla, başta kobiler olmak üzere küçük girişimci ve işletmeler soluk alacak” CFO Mart Sayisi

Son günlerde gündemimizi yoğun bir şekilde dolduran ve halk arasında “torba yasası” olarak tanımlanan “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi. Biz de bu konuda kanunun sadece vergi kısmı için As/Nexia Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Özsüt’ün açıklamaları ve yorumlarını sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Tuğrul Özsüt “torba yasası” ile ilgili olarak “Öncelikle bu t kanunun Türk Ekonomisi’ne soluk aldıracağını düşünüyorum. Çünkü vergi affı başta ekonominin ciddi yükünü taşıyan KOBİ’lere ve küçük işletmecilerle, girişimcilere ciddi destek verecek. Bu kuruluşların vergi sorunlarına çare olacak, soluk almalarına fırsat vererek ekonomiye kazandırılmasına fırsat verecektir. Ancak burada önemli bir konuya da değinmek istiyorum. Vergisini doğru olarak vaktinde ödeyen, bu nedenle af kanunundan yararlanmayı düşünmeyen mükellef gurubunun, mükellefler arasında eşitliği sağlamak ve rekabeti zedelememek adına sağlanacak diğer avantajlarla desteklenmesi gerekiyor” dedi.

Özsüt mükellefleri yeni kanunun uygulanması ve sağladığı avantajlardan yararlanılması açısından tarihlere dikkat edilmesi konusunda uyarıyor.

 

Kanun kapsamına giren vergi, ceza, faiz ve zamlar dönemsel açıdan şu şekilde tanımlanıyor;

 

31 Aralık 2010 tarihinden (bu tarih dahil) önceki dönemlere,  beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı ceza, faiz ve zamlar,

2010 yılına ilişkin olarak 31Aralık 2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı ceza, faiz ve zamlar,

31 Aralık 2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları.

 

 

Buna  göre; mükellef 2010 yılı Kasım ayına ilişkin olup  2010 yılı Aralık  ayında  verdiği KDV beyannamesi ile ilgili olarak kanunhükümlerinden yararlanacak. Ancak, Aralık 2010 dönemine ait KDV beyannamesi 2011 yılının Ocak ayında verildiğinden af kapsamına girmediğinden yararlanamayacaktır..

 

Vergi aslına bağlı olmayan vergi cezalarında ise, bu cezaya ilişkin tespitin 31 Aralık 2010’dan önce yapılmış olması şarttır. Buna göre; 31Aralık 2010  öncesi dönemlere ilişkin de olsa usulsüzlük ya da özel usulsüzlük cezası gerektiren fiilin tespiti  bu tarihten sonra yapılmışsa bu ceza için kanundanyararlanmak mümkün olamayacaktır. Kanunun bu hükmü uygulamada  tartışmalara yol açabilir. Örneğin;  2009 yılı hesapları 31Aralık 2010 yılından önce incelemeye alınmış  bir mükellefe  bu tarihten sonra  inceleme tutanağı düzenlenmiş ve daha sonra  da inceleme raporu düzenlenmişse bu rapora dayanılarak kesilen özel usulsüzlük cezası kapsama girmeyecek midir?  Tespit olarak ne anlaşılması gerekir; incelemeye alınma tarihi  mi,   inceleme tutanağının düzenlendiği tarih mi, yoksa  inceleme raporunun düzenlendiği tarih mi gibi sorular akla gelmektedir. Konuya genel tebliğler  ile açıklama  getirilmesinde  fayda bulunmaktadır.

 

Kanun ile sağlanan avantajlar şu başlıklar altında sayılabilir:

 

* Vergi aslına bağlı cezaların tamamı silinmektedir.

* Vergi aslına bağlı olmayan cezaların (duruma bağlı olarak) yüzde 50’si ile yüzde 90’ı arasında bir bölümü silinmektedir.

* Kesinleşmemiş alacaklarda ya da halen yargı, uzlaşma veya inceleme aşamasında bulunan alacaklarda (hangi aşamada olduğuna bağlı olarak) vergi aslının yüzde 50’si  ile yüzde 80’i arasında bir bölümünün silinmesi imkan dahilindedir.

* Kanunun yayımından önce başlamış incelemelerin sonucu için bu kanunda belirtilen avantajlardan faydalanmak mümkün bulunmaktadır.

* Vergi Usul Kanunu ve Amme Alacakları Kanunu’ndaki gecikme zammı, gecikme faizi  ve pişmanlık zammı silinerek bunların yerine kanun yayımına kadar TEFE/ÜFE  artış oranlarına göre hesaplanacak faiz dikkate alınmaktadır.

* Kanun kapsamına giren dönemler için pişmanlıkla ya da kendiliğinden beyan yapılması halinde de cezasız  ve pişmanlık faizi yerine TEFE/ÜFE artışına göre  ödeme yapılması mümkün kılınmaktadır.

* Matrah ve vergi artırımında bulunulan vergiler açısından; artırımda bulunulan yıllar için inceleme ve tarhiyat muafiyeti sağlanmaktadır.

* Kayıt dışı emtia makine, teçhizat ve demirbaşların şirket bilançosuna dahil edilmesi, gerçek olmayan emtia, kasa fazlalığı ve ortaklardan alacakların düzeltilmesi mümkün  hale gelmektedir.

* Kanundan yararlanılması halinde ödenmesi gereken tutarlar için düşük faiz oranı ile  taksitlendirme  imkanı sağlanmaktadır.

*  Varlık Barışı Kanunu’ndan faydalanmak için başvuran ancak bazı taahhütlerini yerine getirmeyenlere ek süre tanınmakta,  bazı ek avantajlar sağlanmaktadır.

 

Enflasyon oranları artışı olarak 2005 öncesinde TEFE  (Toptan Eşya Fiyat Endeksi) ,  2005’ten itibaren ÜFE  (Üretici Fiyatları Endeksi)  dikkate alınacaktır. Mükellefe ciddi bir avantaj verecek bu uygulama, bir fikir vermesi açısından gecikme zammı ile üretici fiyat endeksindeki artış yüzdeleri kıyaslamalı olarak aşağıda gösterilmiştir:

 



 


GECİKME  ZAMMI


ÜFE


YILLAR


Yıllık Faiz (%)


Yıllık Artış (%)


2006


32,00


11,58


2007


30,00


5,94


2008


30,00


8,11


2009


29,45


5,93


2010


22,30


8,87

 

 

 

Kanun ile getirilen ödeme yükümlülükleri için ise peşin ödeme ya da 6, 9, 12 ve 18  taksitle ödeme seçenekleri öngörülmüştür. Taksitle ödeme seçeneği tercih edilirse,  ödenecek tutarlar aşağıdaki katsayılarla çarpılarak toplam ödenecek meblağ belirlenecektir.

 

 



Ödeme Seçeneği


       Katsayı


6 taksitle ödeme


1,05


9 taksitle ödeme


1,07


12 taksitle ödeme


1,1


18 taksitle ödeme


1,15

 

Buna göre örneğin; yeniden yapılandırmada vergi aslına ÜFE  faizi eklenmesi sonucu 120.000  TL  olarak tespit edilen borç  için 6 taksitle  ödeme seçeneği  tercih edilirse  ödenmesi gereken toplam meblağ  (120.000  TL  *  1,05  =)  126.000 TL olacak, her bir taksit tutarı ise  (126.000 TL  /  6 =)  21.000 TL olacaktır.

 

İlk taksit,  MAYIS ayında başlayacak olup,  ikişer aylık dönemlerde taksitler ödenecektir. Peşin ödeme tercihi halinde ise;  ödenecek meblağın tamamı ilk taksit süresi içinde ödenecektir. (Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan borçlarda ise ilk taksit kanunun yayımlandığı tarihi izleyen 4. aydan başlayacaktır.)

 

Taksitlendirilen alacaklarla ilgili olarak, bir yıl içinde ikiden fazla taksit süresinde ödenmez ya da eksik ödenirse (matrah ve vergi artırımı ile ilgili düzenlemeler hariç)  bu kanun hükümlerinden faydalanma hakkı kaybolacaktır. Buna karşılık bir yıl içinde iki veya daha az taksitin süresinde ödenmemesi ya da eksik ödenmesi halinde ise bir  imkan daha sağlanmıştır. Şöyle ki; ödenmeyen ya da eksik ödenen tutarların son taksidi izleyen  ayın sonuna kadar  gecikme zammı oranında hesaplanacak  geç ödeme zammı ile  birlikte ödenmesi halinde bu kanun hükümlerinden faydalanılacaktır. Kısmen ödeme halinde, ödenen tutarlar kadar bu kanun hükümlerinden yararlanılacaktır. Ancak,  kesinleşmiş alacaklar ile uzlaşma ya da dava safhasındaki alacaklar için  bunun dışında ayrıca;  taksit  süreleri  boyunca  verilecek vergi beyannameleri  ile tahakkuk edecek  vergilerin de ödenmesi şartı getirilmiştir.

 

Kanundan yararlanmak isteyenlerin (bazı düzenlemeler için belirlenen özel süreler hariç)  2 Mayıs 2011 tarihine kadar vergi idaresine başvurması gerekmektedir.

 

Kanun ile getirilmesi öngörülen düzenlemeleri şu başlıklar altında inceleyebiliriz:

 

 

* Kesinleşmiş olan alacakların yeniden yapılandırılması,

* Uzlaşma veya dava safhasında bulunanlarla ilgili düzenlemeler,

* İnceleme veya tarhiyat safhasında bulunanlarla ilgili düzenlemeler,

* Pişmanlıkla veya kendiliğinden verilecek beyanlarla ilgili düzenlemeler,

* Matrah ve vergi artırımı düzenlemeleri,

* Emtia, demirbaş, makine, teçhizat, gerçek olmayan kasa ve ortak alacakları  kayıtlarının düzeltilmesi ile ilgili hükümler.

* Varlık Barışı’ndan yararlanmak için başvurup taahhütlerini yerine getiremeyenlere sağlanan ek süre ve ek imkanlar.

 

 

1. KESİNLEŞMİŞ  ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI:

 

Kanun kapsamına giren ve kanunun yayımlandığı tarih itibariyle vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi geçmemiş vergiler için yeniden yapılandırma imkan getirilmiştir.

 

Ödenmeyen vergi asıllarının tamamı,  gecikme zammı ve gecikme faizi yerine Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE  artışı ile birlikte bu kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenirse, vergi aslına bağlı cezalar  ve bunlara bağlı zamların tamamı  ile,  gecikme zammı ve gecikme faizi, asla bağlı olmayan vergi cezalarının yüzde 50’si silinecektir.

 

Motorlu Taşıtlar Vergisi için kanun hükümlerinden yararlanılması halinde, kanun kapsamında tanınan ödeme süresinin sonuna kadar fenni muayene (vize)  yapılırken verginin ödenip ödenmediğine bakılmayacaktır.

 

Madde hükümlerinden faydalanılması açısından, dava açılmaması veya açılmış davalardan vazgeçilmesi ve buna ilişkin dilekçelerin süresi içinde ilgili tahsil dairesine verilmesi icap etmektedir.

 

Daha önce; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tecil edilmiş olup, halen bu kapsamdaki ödemeleri devam edenler de bu taksitlerinden kalan kısımla sınırla olmak üzere yeni kanundan faydalanabileceklerdir.

 

Kanunun bu hükümlerinden faydalanılabilmesi açısından taksitlerin ödenmesi ile ilgili olarak daha önce belirttiğimiz şarta ilave olarak, mükelleflerin taksit ödeme süresince verecekleri vergi beyannameleri ile tahakkuk edecek vergilerin de zamanında ödenmesi şartı getirilmiştir.

Yıllık gelir veya kurumlar vergisi, gelir stopaj ya da kurumlar stopajı, KDV ve ÖTV açısından her bir vergi türü itibariyle bir yıl içinde ikiden fazlasının  (çok zor durum hali olmaksızın) vadesinde ödenmemesi ya da eksik ödenmesi halinde yapılandırılan borçların kalan taksitlerinin ödenme hakkı kaybolacaktır.

 

2.UZLAŞMA VEYA DAVA SAFHASINDA BULUNAN ALACAKLARLA İLGİLİ DÜZENLEMELER:

 

Kanunun yayımlandığı tarih itibariyle; davası devam eden ya da dava açma/temyiz süresi karar düzeltilmesi başvurusu geçmemiş olan ikmalen, re’sen ya da idarece yapılmış vergi tarhiyatları ve kesilmiş cezalar, tarhiyat sonrası uzlaşması henüz gerçekleşmemiş durumda olan alacaklar ile uzlaşma sağlanamamış ancak dava açma süresi sona ermemiş olan alacaklar için bu kanun hükümlerinden faydalanmak mümkün bulunmaktadır. Tarhiyat öncesi uzlaşma safhasında bulunanlarda ise henüz bir tarhiyat söz konusu olmadığından bu madde değil inceleme ve tarhiyat safhasındakilerle ilgili düzenlemeye ait madde geçerlidir.

 

Bu düzenlemeden faydalanabilmek için dava açılmaması veya açılmış olan davalardan vazgeçilmesi şarttır. Dava açmama ya da davadan vazgeçme dilekçelerinin gerekli süre içinde tahsil dairesine verilmesi icap etmektedir. Bu madde hükümlerinden faydalananlar bakımından; kanunun yayımlandığı tarihten sonra tebliğ edilen yargı kararları uyarınca işlem yapılmayacaktır.

 

2003 yılında yayımlanan Vergi Barışı Kanunu’ndaki yer alan benzer düzenlemede; ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan tahakkukla ilgili dava konusu yapılan tutarların bu düzenlemelerden yararlanacağı belirtilmiş iken yeni kanunda buna ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır.

 

Taksit ödeme süresi boyunca verilen beyannamelerle tahakkuk edecek vergilerin zamanında ödenmesi şartı bu düzenlemeler için de geçerlidir.

 

Vergi mahkemesince henüz karar verilmeden bu kanunun yayımından önce  rızaen yapılan ödemeler ve  üst mahkeme  tarafından kararın bozularak mahkemeye iade edilmiş olması halinde daha önce yapılan ödemeler  bakımından  bu maddeden yararlanmak için başvuru yapılması halinde mükellefe iade yapılabilecektir. Öte yandan,  vergi mahkemesi terkin kararlarında da aynı şekilde işlem yapılacaktır.

 

Buna karşılık; kanunun yayımından önce vergi mahkemesi tarhiyatı tasdik etmiş olup,  dava temyiz safhasında ise ödenmiş olan kısımların bu kanuna göre silinmesi gereken kısımlarının iadesi mümkün olmayacak gibi görünmektedir. Bu kapsamdaki faizlerle ilgili olarak vergi idaresi yayımlayacağı genel tebliğlerle olumlu bir açıklama yapabilir.

 

Kanunun bu maddeyle ilgili düzenlemelerine göre ödenmesi gereken ve silinecek tutarlar şu şekilde tasnif edilebilir:

 

2.1. İlk Derece Yargı Mahkemesinde Dava Açılmış Ya da Dava Açma Süresi Geçmemişse (Henüz Karar Verilmemiş):

Tarhiyat sonrası uzlaşma safhasında olanlar da bu kapsamdadır. Bu duruma girenlerde;

vergi aslının yüzde 50’si kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE değişim oranlarına göre hesaplanacak faizle birlikte ödenirse, vergi aslının kalan yarısı ile  vergi aslına bağlı cezaların tamamından ve gecikme zammı ile gecikme faizinden vazgeçilecektir.

Bu aşamada olan vergi aslına bağlı olmayan cezalarda (usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları)

ise cezanın yüzde 25’i ödenirse kalan yüzde 75’i silinecektir.

İlk derece mahkemesinin kararı bir üst mahkemece bozulmuş ise, yine bu kapsamda ödeme yapılacaktır.

 

2.2. Temyiz Safhasında Bulunanlarda:

Kanunun yayımlandığı tarih itibariyle verilen en son karar dikkate alınarak aşağıdaki durumlara göre işlem yapılacaktır:

 

a. Tarhiyat terkin edilmişse:

Vergi aslının yüzde 20’si ile bu kısma isabet eden TEFE/ÜFE değişim oranlarına göre hesaplanacak faiz ödenecek olup,  bu durumda vergi aslının yüzde 80’iyle, vergi aslına bağlı cezaların tamamı ve gecikme zammı ile gecikme faizi silinecektir.

Bu aşamada olan vergi aslına bağlı olmayan cezalarda (usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları)

ise cezanın yüzde 10’u ödenecek kalan yüzde 90’ı silinecektir.

 

b. Tarhiyat tasdik edilmişse:

Vergi aslının tamamı ile bu kısma isabet eden TEFE/ÜFE değişim oranlarına göre hesaplanacak faiz ödenecek olup,  bu durumda vergi aslına bağlı cezaların tamamı ve gecikme zammı ile gecikme faizi silinecektir.

Bu aşamada olan vergi aslına bağlı olmayan cezalarda (usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları)

ise cezanın yüzde 25’i ödenecek kalan yüzde 75’i silinecektir.

 

Ne tutarda ödeme yapılacağı;  kanunun yayımlandığı tarih ve öncesinde verilen ve taraflardan birine tebliğ edilmiş olan karara göre belirlenecektir. Mükelleflerin bu düzenlemelerden faydalanabilmek için davadan vazgeçtiklerini de dikkate alarak

ihtiyatlı davranmalarında fayda bulunmaktadır. Zira, kanun öncesinde verilmiş mahkeme kararı vergi idaresine tebliğ edilmiş ama henüz mükellefe tebliğ edilmemiş olabilir.

 

 

 

İhbarnamenin tebliğinden itibaren 30 gün içinde yazılı başvuru gereklidir

 

 

3. İNCELEME VE TARHİYAT SAFHASINDA BULUNAN ALACAKLARLA İLGİLİ DÜZENLEMELER:

 

Kanunun yayımlandığı tarihten önce,  başlanılmış ve henüz tamamlanamamış vergi incelemelerine ve bunlara ilişkin tarh ve tahakkuk işlemlerine devam edilecektir.

Bu incelemeler sonucunda;

 

-tarh edilen vergilerin yüzde 50’si,

-bu kısma ait Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/TÜFE değişim oranlarına göre hesaplanan faiz,

-ve kanunun yayımından dava açma süresinin sonuna kadar hesaplanan gecikme faizi

 

bu madde kapsamında ödenirse; vergi aslının kalan yarısı ile, kanun yayımlandığı tarihe kadar işleyen gecikme faizinden ve vergi aslına bağlı cezaların tamamından vazgeçilecektir.

 

Vergi aslına bağlı olmayan cezaların ise yüzde 25’inin ödenmesi gerekmektedir. Bu durumda kalan yüzde 75 silinec

Bu dokümanda yer alan bilgiler genel içeriklidir ve herhangi bir gerçek veya tüzel kişinin özel durumuna hitap etmemektedir. Sürekli güncel ve doğru bilgi sunumuna özen gösterilmesine karşın bu bilgiler her zaman her durumda doğru olmayabilir. Hiç kimse özel durumuna uygun bir uzman görüşü almaksızın , bu dokümanda yer alan bilgilere dayanarak hareket etmemelidir. Nexia Türkiye ve AS Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş.’ye, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.

İletişim

© Copyright 2019 As Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş. Tüm Hakları Saklıdır.