Danıştay’dan Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Aşamasına İlişkin Önemli Bir Karar!
İkmalen, re’sen ve idarece tarh olunan vergilerde ihbarnamelerin mükellefe tebliğinde itibaren, mükellefin kullanabileceği kanun haklarında bir tanesi de uzlaşma talep hakkı (VUK, Ek Madde 1 ila Ek Madde 12)’dır.
Temel olarak uzlaşma; vergi mükellefleri ile vergi idaresi arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların, yargı yoluna başvurmadan önce, taraflarca konuşulup görüşülerek giderilmesi, yani vergi ve cezanın miktarı konusunda her iki taraf arasında anlaşma sağlanarak çözülmesini sağlayan idari başvuru yoludur.
Mükellef uzlaşma sonucunda idare ile olan uyuşmazlığı sona erdirmekte ödeyeceği vergi ve cezanın bir bölümünden kurtulmuş olmaktadır.
Vergi mevzuatımızda iki tür uzlaşma müessesi bulunmaktadır;
Tarhiyat öncesi uzlaşma ile tarhiyat sonrası uzlaşmaya vergi asılları, vergi ziyaı cezası, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları (usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarında, cezayı gerektiren fiil sonucunda kesilen cezanın 5.000 TL’yi aşması gerekmektedir) konu olmaktadır. Ancak vergi kaçakçılığı suçu ile vergi cezasına sebebiyet verilmesi durumunda kesilen cezalar veri asılları her iki uzlaşma müessesi dışındadır.
Uzlaşma talebinde bulunan mükellef uzlaşma talep ettiği vergi veya ceza için, ancak uzlaşma sağlanamadığı takdirde dava açma yoluna gidebilecektir. Uzlaşmanın sağlanması halinde mükellef, üzerinde uzlaşılan vergi ve cezaya (bunlardan birisi üzerinde uzlaşılmış olsa dahi her ikisine); adına sadece ceza kesilmiş bulunan, üzerinde uzlaşılan işbu cezaya karşı dava açamayacaktır.
Tarhiyat öncesi uzlaşmanın temin edilememiş veya uzlaşma müzakeresinde uzlaşmaya varılamamış olması halinde mükellefler veya ceza muhatabı olanlar verginin tarhından ve cezanın kesilmesinden sonra tarhiyat sonrası uzlaşma talep edemeyeceklerdir.
Gerek tarhiyat öncesi uzlaşma gerekse de tarhiyat sonrası uzlaşma hükümleri vergi mevzuatında kapsamlı uygulama alanlı bulunmakta olup iş bu gündemimizde; Danıştay 4. Dairesi tarafından 30.09.2021 tarihli ve E.2018/459, K.2021/4770 sayılı tarhiyat öncesi uzlaşma yönetmeliğine ilişkin verdiği iptal kararı açıklanacaktır.
Mükellefler vergi incelemesinin başlangıcından, inceleme ile ilgili son tutanağın düzenlenmesine kadar geçen süre içerisinde her zaman tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunabilirler.
Tarhiyat öncesi uzlaşma VUK’ un Ek Madde 11’de hükme bağlanmış olup bu uzlaşma müessesine ilişkin usul ve esasların belirlenmesi yönetmelik ile sağlanmıştır. Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Yönetmeliği Yönetmeliği’nin 9 uncu maddesinin 3’üncü fıkrasında “ İncelemenin sonuçlandığı tarihte tarh zamanaşımının sona ermesine üç aydan az bir zaman kalması halinde mükellefe uzlaşma talebinde bulunup bulunmadığı sorulmaz ve uzlaşma talebinde bulunmaya davet edilmez.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yönetmelik düzenlemesine göre mükellefler, Vergi Usul Kanunu hükümlerince tarh zamanaşımı süresinin (5 yıl) dolmasına 3 aydan az bir süre kalması halinde tarhiyat öncesi uzlaşmaya davet edilmeyeceği belirtilmiştir.
İşte Danıştay 4. Dairesi ilgili kararında; VUK’ nun Ek 11 inci maddesinde mükellefin tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerinden yararlanabilmesini sınırlayan bir sürenin kanun lafzında yer almadığı, böyle bir sınırlamanın ikincil mevzuat düzenlemesi olan yönetmelik ile yapılamayacağı gerekçesi ilgili fıkrayı iptal etmiştir.
İptal kararı sonrasında Vergi Usul Kanunu hükümlerince tarh zamanaşımı süresinin (5 yıl) dolmasına 3 aydan az bir süre kalması durumunda da mükellefler tarhiyat öncesi uzlaşma talep edebileceklerdir.
01.12.2021
Saygılarımızla
© Copyright 2019 As Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş. Tüm Hakları Saklıdır.