Gündem

Sermaye Tamamlama Fonunun Vergiye Tabi Olmayacağı Netlik Kazandı

 

 

Zarar sebebiyle özvarlığını kaybeden şirketlere, Türk Ticaret Kanunu’nun 376.maddesine göre sermayenin tamamlanması için ortaklar tarafından konulacak tutarlar kurum kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınmayacaktır.

TTK’nın 376’ncı maddesine istinaden Sermaye ile Kanuni Yedek Akçeler toplamının en az üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kalması dolayısıyla şirketlerin genel kurula giderek sermaye azaltımı, sermayenin tamamlanması veya sermayenin artırılmasına karar verebilmektedir. Şirketlerin sermayenin tamamlanmasına karar vermesi durumunda şirket ortaklarının şirkete borç olarak koydukları veya sermayenin tamamlanması amacıyla şirkete verdikleri tutarlar Gelir İdaresince zarar telafisi olarak görülerek vergilendirilmekteydi.

 

Gelir İdaresi bu yaklaşımını şu şekilde savunmaktaydı; TTK’nın 519-523 üncü maddelerinde yedek akçelere ilişkin hükümlerine göre şirketlerin kanunen veya isteğe bağlı olarak ayırabileceği yedeklerin neler olduğu ve bu yedeklerin şirketin karından ayrılması gerektiği açıkça belirlenmiş olup, Türk Ticaret Kanununda sermayenin tamamlanmasına ilişkin tutarların yedek akçe olarak kabul edileceğine dair bir hüküm de bulunmadığı gerekçesiyle şirketlerin geçmiş yıl zararlarını kapatmak amacıyla ortaklar tarafından şirketlere aktarılan tutarların; sermayeye ilave edilmemesi ve vergi mevzuatında bir istisna hükmün de bulunmaması nedeniyle, kurum kazancına dahil edilmesi gerektiğini belirtilmekteydi.

Ancak 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 376’ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Tebliğ’inin 9’uncu maddesinin son paragrafında 26.12.2020 tarihinde “Bilanço zararlarının kapatılması için getirilen yükümlülükler uyarınca yapılan ödemeler öz kaynaklar içerisinde sermaye tamamlama fonu hesabında toplanır ve takip edilir. Sermaye tamamlama fonu yalnızca zararların mahsup edilmesi suretiyle kullanılabilir. şeklinde değişiklik yapılmıştır. Gelir İdaresi 7394 Sayılı Kanun’da yaptığı düzenlemeye kadar Tebliğ’deki bu düzenleme ile getirilen zorunluluğu dikkate almaksızın uygulamasında ısrar etmekteydi.

Kaldı ki Gelir Vergisi Kanunu’nun "Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti" başlıklı 38.maddesinde bilanço esasına göre ticari kazancın, dönem sonu ve başındaki müsbet fark olduğu, bu farktan ortaklarca işletmeye ilave olunan değerlerin indirileceği açık olarak belirtildiğinden zaten vergiye tabi tutulması gereken bir unsur değildi.

15.04.2022 tarih 31810 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7394 Sayılı Kanun’un 23’üncü maddesi ile 5520 sayılı Kanunun “Safi Kurum Kazancı” başlıklı 6 ncı maddesine aşağıdaki hüküm eklenmiştir.

“(3) 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 376 ncı maddesi uyarınca sermayenin tamamlanmasına karar verilen şirketin ortakları tarafından zarar sebebiyle karşılıksız kalan kısmı kapatacak miktarda aktarılan tutarlar kurum kazancının tespitinde dikkate alınmaz.”

Bu düzenleme sonrasında 15.04.2022 tarihinden itibaren geçmiş yıl zararları sebebiyle karşılıksız kalan sermayenin tamamlanmasına karar verilmesi durumunda bu tutarın ortaklarca karşılanan veya daha önceden şirkete ortaklarca konulan borçlar veya diğer sermaye yedekleri ile karşılanan kısmı kurum kazancının tespitinde dikkate alınmayacaktır.

 

 

Saygılarımızla,

18.04.2022

Bu dokümanda yer alan bilgiler genel içeriklidir ve herhangi bir gerçek veya tüzel kişinin özel durumuna hitap etmemektedir. Sürekli güncel ve doğru bilgi sunumuna özen gösterilmesine karşın bu bilgiler her zaman her durumda doğru olmayabilir. Hiç kimse özel durumuna uygun bir uzman görüşü almaksızın , bu dokümanda yer alan bilgilere dayanarak hareket etmemelidir. Nexia Türkiye ve AS Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş.’ye, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.

İletişim

© Copyright 2019 As Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş. Tüm Hakları Saklıdır.