Sirküler

Vergi kanunlarında bazı değişiklikler yapıldı.

Yıl: 
2010
 
 
 
 
SİRKÜLER
08/01
 
 
02/08/2010
 
 
KONU :
* Vergi kanunlarında bazı değişiklikler yapıldı.
 
VERGİ KANUNLARINDA BAZI DEĞİŞİKLİKLER YAPILDI:
 
1 Ağustos 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6009 sayılı Kanunla vergi kanunları ile diğer bazı kanunlarda değişiklikler yapılmıştır.
 
Bu değişikliklerin bazılarını aşağıdaki şekilde sayabiliriz:
 
* Ücret gelirlerine uygulanan vergi tarifesi 2010 yılı başından geçerli olmak üzere yeniden düzenlenmiştir.
 
* Devreden yatırım indiriminin kullanımı kurum kazancının % 25 i ile sınırlandırılmıştır.
 
* Menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının alım-satım, ödünç ve itfa işlemlerinden sağlanan gelirler üzerinden % 0 tevkifat yapılacakların kapsamı genişletilmiştir.
 
* Vergi incelemesi, özelge, yanılma hali gibi hususlarda düzenlemeler yapılmıştır.
 
* Esas iştigal konusu borç para verme olanların işlemlerinin BSMV kapsamına girdiği yasa hükmüne eklenerek bu konuya açıklık kazandırılmıştır.
 
6009 sayılı Kanun sirkülerimiz ekinde, Kanunun vergiyle ilgili maddelerine ilişkin açıklamalarımız ise aşağıda sunulmuştur.
 
 
 
6009 SAYILI KANUNLA İLGİLİ AÇIKLAMALARIMIZ:
 
 
MADDE.1 Hakkında:
 
Ödünç Para Verme İşleri ve BSMV
 
Ödünç para verme işlerini “esas iştigal konusu” olarak yapanların bu faaliyetlerinden dolayı
( BSMV açısından) banker sayılacağı, dolayısıyla bu işlemlerden dolayı lehlerine aldıkları paraların BSMV ye tabi olacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Yeni hükümler ile, asli ticari faaliyeti ödünç para verme işi olmayan firmaların grup şirketlerine yada ortaklarına faiz karşılığı borç para kullandırma işlemlerinin BSMV ye tabi olmayacağı hususu kesinlik kazanmıştır. Tabiatıyla, sözkonusu firmaların bu işlemlerinin karşılığının (faiz, komisyon, kur farkı ) finansman hizmeti olarak KDV kapsamına girdiği artık tartışmasızdır.
 
MADDE.2 Hakkında
 
VOB İçin BSMV İstisnası
 
Türkiye’de kurulu borsalarda gerçekleştirilen vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerine ilişkin muameleler dolayısıyla alınan paralar 01 Ağustos 2010 dan geçerli olmak üzere BSMV den istisna edilmiştir.
 
MADDE:3, MADDE:6 Hakkında
 
Ücret Gelirleri İçin Yeni Vergi Tarifesi
 
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı dikkate alınarak ücret gelirlerine uygulanacak vergi tarifesi 01 Ocak 2010 dan geçerli olmak üzere yeniden düzenlenmiştir. Ücret dışındaki diğer gelir unsurlarının vergi yükünde ise bir değişiklik sözkonusu değildir. 
Eski ve yeni vergi tarifesi aşağıda karşılaştırmalı olarak sunulmuştur:
 

Halen Uygulanan Tarife
Ücret Gelirleri İçin Yeni Tarife
8.800 TL na kadar                                % 15
8.800 TL na kadar                                 % 15
8.801 TL – 22.000 TL arası                  % 20
8.801 TL – 22.000 TL arası                     % 20
22.001 TL – 50.000 TL arası                % 27
22.001 TL – 76.200 TL arası                   % 27
50.000 TL nın üstündeki kısım için      % 35
76.200 TL nın üstündeki kısım için           % 35

 
Görüldüğü üzere; 22.000 TL – 50.000 TL arasındaki ücret gelir dilimine daha önce % 27 vergi oranı uygulanmakta iken, yapılan değişiklik sonucu 22.000 TL – 76.200 TL arasındaki ücret aralığına % 27 vergi oranı uygulanacaktır.
Öte yandan, yapılan düzenlemenin 2010 yılı başından geçerli olması dikkate alınarak Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen geçici madde ile fazla ödenen verginin mükelleflere red ve iadesi,    eksik ödenen vergi varsa bunun da gecikme faizi ve ceza olmadan düzeltilmesi imkanı sağlanmıştır.
Uygulama Gelir İdaresi Başkanlığı’nca yapılacak açıklamalara göre yürütülecektir.
 
 
 
 
 
 
 
 
MADDE:4 Hakkında
 
 Menkul Kıymet Gelirlerindeki Tevkifat
 
Anayasa Mahkemesi; Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 67. Maddesindeki menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının alım,satım, itfa ve ödünç işlemlerinden sağlanan gelirlerden yapılan tevkifatın dar mükellef gerçek kişi ve kurumlarda % 0 olarak uygulanacağına dair hükmü Anayasaya aykırı bularak iptal etmişti.
İptal kararı dikkate alınarak yasa maddesindeki sözkonusu “0” oranlı tevkifat oranı uygulamasının kapsamı 01 Ekim 2010 tarihinde yürürlüğe girmek üzere şu şekilde değiştirilmiştir:
Türk Ticaret Kanunu’na göre kurulmuş anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ile aynı mahiyetteki yabancı şirketler, Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tabi fonlar ile bu fonlara benzer yabancı fonlar, münhasıran menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası aracı getirileri ile değer artışı kazançları elde etmek ve bunlara bağlı hakları kullanmak amacıyla faaliyette bulunan mükelleflerden 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım fonları ve yatırım ortaklıklarıyla benzer nitelikte olduğu Maliye Bakanlığınca belirlenenler bu kapsama girecektir.
Öte yandan; şu anda yürürlükte bulunan Bakanlar Kurulu Kararları uyarınca tam mükellef gerçek kişi ve kurumlar tarafından elde edilen gelirlerdeki tevkifat oranı; hisse senetlerine veya hisse senedi endekslerine dayalı olarak yapılan vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri dahil olmak üzere hisse senetlerine (menkul kıymetler yatırım ortaklıkları hisse senetleri hariç) ilişkin olarak elde edilen kazançlar için % 0, bu kişi ve kurumlar tarafından elde edilen diğer kazançlar için % 10 olarak uygulanmaktadır. Yasa maddesindeki değişiklik dikkate alınarak, tevkifat oranıyla ilgili Bakanlar Kurulu Kararlarının da buna paralel olarak değiştirileceğini düşünüyoruz.
Diğer taraftan; Geçici 67. Maddenin 17 No’lu bendindeki, maddedeki vergi oranlarının belirlenmesiyle ilgili olarak Bakanlar Kuruluna verilen yetki, sermaye piyasası araçlarını da kapsayacak şekilde genişletilmektedir.
 
MADDE:5 Hakkında
                       
Devreden Yatırım İndiriminin Kullanımına Sınırlama
 
 Bilindiği üzere, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile, kazanç yetersizliği nedeniyle kullanılamayıp önceki yıllardan devreden yatırım indirimi istisnası bulunanların bu yatırım indirimi istisnalarını kullanma hakları doğmuştur.
Sözkonusu istisnayı kullananlarda, istisnadan arta kalan kurumlar vergisine tabi bir kazanç bulunması halinde ise bu kazanca cari kurumlar vergisi oranı % 20 değil, (yatırım indirimi ile ilgili mevzuatın yürürlükte olduğu dönemde geçerli olan) % 30 kurumlar vergisi oranı uygulanmaktadır.
Bu defa 6009 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle ; 2010 yılı başından geçerli olmak üzere bu yatırım indirimi tutarının kullanımı ilgili yıl kurum kazancının % 25 i ile sınırlandırılmıştır. Yani; yatırım indirimi tutarınız   ne kadar fazla olursa olsun, örneğin 2010 yılı kazancınızın sadece % 25 ine yatırım indirimi uygulayabileceksiniz. Yatırım indiriminden arta kalan tutar ise sonraki yıla devredecektir. Bu arada bir değişiklik daha yapılmış, yatırım indiriminden arta kalan kazanca % 30 değil cari kurumlar vergisi oranının yani % 20 oranının uygulanacağı yönünde düzenleme getirilmiştir.
Mükellefin kazanılmış yatırım indirimi hakkının kullanımını kısıtlayıcı bu düzenlemenin Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararındaki gerekçeler ile bağdaşmadığını, mükellefle vergi idaresi arasında yeni ihtilaflar oluşturacağını düşünüyoruz.
Bir diğer düzenleme ise, yatırım indiriminden yararlanan kazançlar üzerinden yapılacak gelir vergisi tevkifatı ile ilgilidir. Şöyle ki; Gelir Vergisi Kanunu’nun 4842 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmadan önceki EK.1 ila EK:6 maddeleri hükümlerine göre hak kazanılan yatırım indiriminin kurum kazancından düşülmesi halinde, yatırım indiriminden yararlanılan bu tutar üzerinden aynı Kanunun Geçici 61. Maddesi uyarınca dağıtılsın dağıtılmasın % 19,8 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılmaktatır. Esasen, mevcut uygulama da halen bu yöndedir. 6009 sayılı yasa ile yapılan düzenleme yeni bir düzenleme olmayıp sadece mevcut bu uygulamaya açıklık getirmektedir.
NOT: Gelir Vergisi Kanunu’nun mülga 19. Maddesine göre hak kazanılan ve dönem kazancından indirilen yatırım indirimi üzerinden anılan tevkifatın yapılması sözkonusu değildir. Bu kapsamdaki kazançlar kurumun diğer kurumlar vergisine tabi kazançları gibi ancak dağıtılırsa dağıtıma bağlı olarak vergi tevkifatına tabi olacaktır. Bu kazançların dağıtımı halinde ise; Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/6-b, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15/2 ve 30/3 Maddelerine göre vergi tevkifatı yapıldığı malumdur.
 
MADDE:7 Hakkında
                        
E.Posta İle Tebligat
 
Vergi idaresince yapılacak tebligatların, elektronik ortamda da yapılması imkanı sağlanmıştır.
 
MADDE: 8 , MADDE:16 Hakkında 
    
Takdir Komisyonu ve Zamanaşımı
 
Anayasa Mahkemesi 08 Ocak 2010 tarihli ve 27456 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
Esas: 2006/124, Karar:2009/146 sayılı kararıyla; natrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının zamanaşımını durduracağı yönündeki Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesindeki  hükmü iptal etmişti. Sözkonusu iptal kararının; kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından altı ay sonra yürürlüğe gireceği belirtilmişti.
 
6009 sayılı Kanun ile anılan maddede  yapılan yeni düzenleme ile; takdir komisyonuna başvurulmasının zamanaşımını durduracağı ama işlemeyen sürenin bir yılı geçemeyeceği yönünde değişiklik yapılmıştır. Bu düzenleme, 01 Temmuz 2010 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir.
 
Öte yandan VUK’na eklenen Geçici 28. Madde ile; 2005 öncesi dönemlerle ilgili olarak 01 Temmuz 2010 dan önce matrah takdiri için takdir komisyonuna sevk edilmiş olan işlemlerde, takdir edilen vergiler ve buna bağlı cezaların 2012 sonuna kadar tebliğ edilememesi halinde zamanaşımına uğrayacağı hüküm altına alınmıştır.
 
Anayasa Mahkemesi iptal kararının 8 Temmuz 2010 dan itibaren yürürlüğe girdiği de dikkate
Alınarak, özellikle Geçici 28 Madde ile yapılan düzenlemenin mükellefler ile vergi idaresi arasında yeni ihtilaflara yol açması muhtemel gözükmektedir.
 
 
MADDE:9 Hakkında
     
Vergi İncelemeleri
 
Vergi incelemeleri ile ilgili olarak 2011 yılı başından geçerli olmak üzere bazı düzenlemeler yapılmıştır.Bunları kısaca şu şekilde özetleyebiliriz:
 
* İncelemeye başlarken işe başlama tutanağı düzenlenecektir.
* İncelemelerin belli sürede bitirilmesi zorunlu hale getirilmiştir.
* Vergiyle ilgili kararname, genel tebliğ, yönetmelik, sirkülerlere aykırı inceleme raporu düzenlenemeyecek, ancak bu düzenlemelerin Kanuna aykırı olduğu kanaatine varılırsa durum Gelir İdaresi Başkanlığı’na iletilecektir.
* Merkezi denetim elemanlarınca düzenlenen inceleme raporları işleme konulmadan önce Maddede belirtilen değerlendirme komisyonlarınca vergi kanunları ile bunlara ilişkin kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ, sirküler ve özelgelere uygunluğu yönünden değerlendirilecektir. Bu aşamada incelemeyi yapanla komisyon arasında uyuşmazlık oluşursa rapor bir üst değerlendirme mercii olarak merkez komisyona gönderilecektir. Merkez komisyonun kararı uygulamaya esas alınacaktır. Diğer denetim elemanlarının raporları ise Gelir İdaresi Başkanlığı’nın merkez ve taşra birimlerinde oluşturulan değerlendirme komisyonlarında incelenecektir.
* Rapor değerlendirme komisyonları mükellefe verilmiş olan özelgenin mevzuata aykırı olduğu kanaatindelerse, bu defa Gelir İdaresi merkez teşkilatındaki özelge komisyonu ile rapor değerlendirme komisyonlarınca müştereken oluşturulacak yeni bir komisyon bu konuda son kararı verecek ve bu karar da hem rapor değerlendirme komisyonlarını hem de inceleme elemanını bağlayıcı nitelikte olacaktır.
 
MADDE:10 Hakkında 
                                 
YMM Tasdikleri
 
Yeminli Mali Müşavirlerin tasdik işlemlerinin elektronik ortamda gerçekleştirilmesine imkan sağlamak üzere Maliye Bakanlığı’na yetki verilmiştir.
 
MADDE:11      Hakkında
           
Matbaalara Cezada Üst Sınır
 
Belge basımı ile ilgili görevlerini kısmen yada tamamen yerine getirmeyen anlaşmalı matbaa işletmecilerine bir takvim yılında kesilebilecek özel usulsüzlük cezasına 114.000 TL’lık üst sınır getirilmiştir.
 
MADDE:12 Hakkında
 
Bazı Özel Usulsüzlük Cezaları Hakkında
 
Mevcut yasal düzenlemeye göre, belli tutarı aşan tahsilat ve ödemelerin banka aracılığı yerine getirilmesi zorunluluğuna uymayanlara işlem bedelinin % 5 i tutarında özel usulsüzlük cezası kesilmektedir. 6009 sayılı Kanun ile, bu kapsamdaki fiillerden dolayı bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 770.000 TL’yi geçemeyeceği yönünde düzenleme yapılmıştır.
 
Öte yandan, elektronik ortamda verilmesi gereken beyannamelerle ilgili olarak uygulanacak özel usulsüzlük cezasına ilişkin VUK’nun mükerrer 355. Maddesinin beşinci ve altıncı fıkralarındaki hükümlerindeki süreler ve oranlarda değişiklik yapılmış olup fıkraların yeni hali aşağıdaki gibi olmuştur ( parantez içinde eski hükümler yer almaktadır) :
 
“Elektronik ortamda beyanname verilmesi mecburiyetine uyulmaması halinde kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezası, beyannamenin kanuni süresinin sonundan başlayarak elektronik ortamda 30 (15) gün içinde verilmesi halinde 1/10 (1/4) oranında, bu sürenin dolmasını takip eden 30 (15) gün içinde verilmesi halinde ise 1/5 (1/2) oranında uygulanır.”
 
 Elektronik ortamda verilme zorunluluğu getirilen bildirim veya formlara ilişkin olarak süresinden sonra düzeltme amacıyla verilen bildirim ve formların, belirlenen sürelerin sonundan itibaren 10 gün içinde verilmesi halinde özel usulsüzlük cezası kesilmez, takip eden 15 gün içinde verilmesi halinde ise kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezası 1/5 (1/2) oranında uygulanır.”
 
MADDE:13 Hakkında
                                  
Suç Duyurusunda Usul
 
Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme yada kullanma, defterlerde muhasebe hileleri yapma gibi suç teşkil eden fiillerin tespiti halinde bu durum merkezi denetim elemanlarınca doğrudan Cumhuriyet Savcılığına bildirilmekte iken bu defa, bu bildirimden önce rapor değerlendirme komisyonunun mütalaası alınacaktır.
 
MADDE:14 Hakkında
           
Yanılma ve Görüş Değişikliği
 
Vergi idaresinden aldığı özelge doğrultusunda işlem yapan mükellef hakkında, daha sonra yapılan bir vergi incelemesi sırasında bu özelgedeki görüşün yanlış bulunması halinde vergi tarhiyatı yapılabiliyordu. Bu durumda, mükellef verginin yanı sıra gecikme faizi de ödemek durumunda kalıyor, sadece ceza kesilmiyordu. Bu defa, yapılan yeni düzenleme ile bu gibi durumlarda gecikme faizi de alınmaması sağlanmıştır.
Öte yandan; vergisel konularla ilgili olarak vergi idaresinin genel tebliğleri yada sirkülerlerinde değişiklik yaparak görüş ve kanaatini değiştirmesi halinde, bu yeni görüş ve kanaatin değişikliğin yayımlandığı tarihten itibaren geçerli olacağı, (yargı kararları ile iptal edilen düzenlemeler hariç olmak üzere) geriye dönük uygulanamayacağı yönünde hükümler ihdas edilmiştir. 
Sözkonusu yeni düzenleme 6009 sayılı Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
 
MADDE:15 Hakkında
                                  
Özelge
 
Bilindiği üzere, mükellefler vergi durumları yada vergi uygulamalarıyla ilgili olarak tereddüte düştükleri yada tam olarak anlayamadıkları konularda vergi idaresinden yazılı görüş (özelge) talep edebilmektedirler.
Konuyla ilgili VUK’nun 413. Maddesi 6009 sayılı Kanunla yeniden düzenlenmiştir.
Yeni düzenlemede dikkatimizi çeken hususlar kısaca aşağıya alınmıştır:
* Vergi idaresi, kendinden istenecek izahatı özelge ile cevaplayabileceği gibi gerek görürse tüm mükellefler için geçerli olmak üzere sirküler de yayımlayabilecektir.
* Özelge ve sirkülerler artık esas itibariyle Gelir İdaresi Başkanlığı nezdinde oluşturulacak bir komisyon tarafından hazırlanacaktır. Yerel teşkilat ancak; bu komisyon tarafından daha önce konu, kapsam ve mevzuat olarak tamamen aynı olan bir hususta oluşturulmuş özelge veya sirküler varsa bunlara uygun şekilde özelge taleplerini cevaplayabilecektir.
Bir süredir özelge taleplerine verilen cevapların geciktiği malumdur. Oluşturulacak komisyonun gelecek bir çok özelge talebinden dolayı ciddi bir işyükü içine gireceği de ihtimal dahilindedir. Diğer taraftan, bu konudaki yetkisi kısıtlanmış olan yerel teşkilatın anılan komisyonun özelgeleri birikmeden kısa dönemde bunları esas alarak cevap vermesi şeklinde uygulaması pek fazla olmayacaktır. Özelge talep edecek mükelleflerin bu kanaatimizi de dikkate almalarını öneririz.
 
MADDE:17 Hakkında
                                  
Damga Vergisi İstisnaları
 
Halen tüketici finansman şirketlerinin kullandırdıkları tüketici kredileri için uygulanan damga vergisi istisnası, tüketici kredisi tanımına bağlı kalmaksızın finansman şirketlerini de kapsayacak şekilde genişletilmiştir.
 Öte yandan, 5488 sayılı Tarım Kanunu çerçevesinde tarım ürünlerine ilişkin olarak üretici ile alıcı arasında düzenlenen tarımsal üretim sözleşmeleri damga vergisinden istisna edilmiştir.
Ayrıca; tarımsal destekleme programları kapsamında hibe desteği sağlanması uygun görülen yatırım projelerine ilişkin olarak proje sahipleri ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı arasında düzenlenen kâğıtlar da damga vergisinden istisna kağıtlar arasına dahil edilmiştir.
 
MADDE:18 Hakkında
 
Karar ve İlam Harcı
 
Harçlar Kanunu’nun 28. Maddesine göre Karar ve ilam harcının dörtte dörtte biri peşin, geri kalanı kararın verilmesinden itibaren iki ay içinde ödenmesi şarttır. Öte yandan bilindiği üzere, aynı maddedeki “Karar ve İlâm Harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez.” şeklindeki hüküm Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş durumdadır.
6009 sayılı Kanun ile;
* ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında peşin alınan harcın oranının yirmide bir olarak uygulanması,
* peşin ödenen kısımdan geriye kalan harcın ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceği,
yönünde madde hükümlerinde değişiklik yapılmıştır.
 
MADDE:19, MADDE:20 Hakkında
                       
Yeni Harçlar
 
Harçlar Kanunu’ndaki Mahkeme Harçları bölümüne “keşif harcı”, İcra ve İflas Harçları bölümüne de “haciz, teslim ve satış harcı” eklenmiş, harç muafiyetine ait yasal düzenlemelerin bu harçlar açısından geçerli olmayacağı yönünde düzenleme yapılmıştır.
 
MADDE:26 Hakkında           
                                  
Vergi İnceleme ve Denetimi
 
Vergi incelemesiyle ilgili planlama, koordinasyon ve diğer çalışmaları yapmak üzere Maliye Bakanlığı bünyesinde Vergi İnceleme ve Denetim Koordinasyon Kurulu oluşturulmaktadır.
Bu kurulun önerisi üzerine Maliye Bakanlığı’nca vergi incelemesiyle ilgili yönetmelik çıkarılacak olup, vergi incelemesiyle ilgili birimler görevlerini bu yönetmeliğe uygun olarak yerine getireceklerdir.
 
MADDE:28 Hakkında
                       
Bazı Sağlık Hizmetlerinde KDV İstisnası
 
Sağlık hizmeti sunan bazı kurumların teşhis ve tedaviye yönelik olarak birbirlerine yapacakları teslim ve hizmetler KDV den istisna edilmiştir.
 
Tabiatıyla bu kapsama alınanlar tüm sağlık kurumları değildir. Sadece; genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler, köyler, bunların teşkil ettikleri birlikler, üniversiteler, döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, siyasî partiler ve sendikalar, kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları, kamu menfaatine yararlı dernekler, tarımsal amaçlı kooperatifler ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar tarafından işletilen hastane, klinik, dispanser, laboratuarlar gibi yerler bu istisnadan faydalanabilecektir.
 
MADDE:43 Hakkında
  
Bazı Kurumlar Vergisi Muafiyeti ve İstisnaları
 
Kamu idare ve kuruluşları tarafından genel insan ve hayvan sağlığını korumak ve tedavi amacıyla işletilen hastane, klinik, dispanser, sanatoryum, huzurevi, çocuk bakımevi, hayvan hastanesi ve dispanseri, hayvan bakımevi, veteriner bakteriyoloji, seroloji, distofajin kuruluşları ve benzeri kuruluşlar kurumlar vergisinden muaftır. 6009 sayılı Kanun ile; bunlardan sağlık hizmeti sunanların teşhis ve tedaviye yönelik olarak birbirlerine yapacakları mal ve hizmet satışlarının bu muafiyeti ortadan kaldırmayacağı düzenlemesi yapılmıştır.
 
 
Yabancı ülkeler veya uluslararası finans kuruluşları ile yapılan malî ve teknik işbirliği anlaşmaları çerçevesinde yalnızca kredi teminatı sağlamak üzere kurulmuş olup bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları teminat sorumluluk fonlarına ekleyen ve sahip oldukları fonları ortaklarına dağıtmaksızın, kredi sağlayan banka ve kuruluşlara yatıran kurumlar kurumlar vergisinden muaf tutulmuştur. 6009 sayılı Kanun değişikliği öncesi bu muafiyet küçük ve orta büyüklükteki işletmelere kredi teminatı ile sınırlı tutulmuştu.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun kooperatiflere risturn istisnası getiren hükümlerinin 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanununa göre kurulan Birliklerin üyeleri ile yaptıkları muameleler hakkında da uygulanacağı yönünde yasal düzenleme yapılmıştır.
 
GEÇİCİ MADDE:5 Hakkında
 
Motorlu Taşıtlarla İlgili Düzenleme
 
18 Şubat 2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 5838 sayılı Kanunun Geçici 2. Maddesindeki hükümleri hatırlatmak amacıyla aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz:
 
*1979 yada daha eski model motorlu taşıtların hurdaya çıkarılmasına bağlı olarak bu araca ait motorlu taşıtlar vergisi, faiz, zam ve cezaların terkin edilmektedir.
* Mevcut olmayan yada motorlu taşıt vasfını kaydetmiş eski araçların motorlu taşıtlar vergisinin ¼ ünün ödenmesi halinde kalan vergi ile zam, faiz ve cezaların tahsil edilmeyeceği ve ödemeyi takiben aracın trafik tescil kaydının silineceği yönünde düzenleme mevcuttur.
* 05.07.2003 öncesinde çalınmış araçların ödenmemiş motorlu taşıtlar vergisi, ceza, faiz ve zamlarının terkin edilmesiyle ilgili düzenleme vardır.
* 1997 yılındaki Kanun değişikliği öncesi noter vasıtasıyla yapılan satışlarda, daha sonraki dönemler için satıcı adına tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi, zam, faiz ve cezalar, taşıtın alıcısı adına 2009 sonuna kadar tescil edilmesi kaydıyla düzeltilmektedir.
 
6009 sayılı Kanunla sözkonusu Geçici 2. Maddede bazı değişiklikler yapılmıştır. Sözkonusu Geçici Maddenin 6009 sayılı Kanunla değişik son hali aşağıdaki şekildedir ( Metine 6009 sayılı Kanunla yapılan ilaveler sarı boyalı yazılarla, eski hükümler ise parantez içinde yeşil boyalı yazılarla gösterilmiştir):
 
“GEÇİCİ MADDE 2 –
 İlgili trafik sicilinde adlarına kayıt ve tescilli bulunan, model yılı 1985 (1979) veya daha eski olan motorlu taşıtlarını; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 31.12.2011 (30/6/2010) tarihine kadar ilgili yönetmelik hükümleri gereğince kayıt ve tescillerinin silinmesi ve hurdaya çıkarılması suretiyle il özel idarelerine bedelsiz olarak teslim eden (ler) (adına) veya 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 33 üncü maddesinin beşinci fıkrasında düzenlenen uygulama çerçevesinde Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Hurda İşletmesi Müdürlüğüne ait hurda müdürlüklerinden herhangi birine teslim eden gerçek ve tüzel kişiler (den), (yük ve yolcu taşımacılığı dışında bilanço esasına göre defter tutmayı gerektiren başkaca ticari veya mesleki faaliyetten dolayı mükellefiyeti bulunmayanlar) adına, hurdaya çıkarılan taşıta ilişkin olarak 31.12.2011 ( 31/12/2009) tarihine kadar tahakkuk etmiş ve ödenmemiş olan motorlu taşıtlar vergisi ile bu vergiye ilişkin gecikme zammı, gecikme faizi, vergi cezaları ve 28.02.2009 ( 31/12/2008) tarihine kadar tescil plakasına kesilen idari para cezaları terkin edilir.
Motorlu taşıtlarını noter satış senediyle veya kamu kurum ve kuruluşlarından satın alıp ilgili trafik tescil kuruluşunda adlarına kayıt ve tescil ettirmemiş olan (ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla yük ve yolcu taşımacılığı dışında bilanço esasına göre defter tutmayı gerektiren başkaca ticari veya mesleki faaliyetten dolayı mükellefiyeti bulunmayan) gerçek ve tüzel kişiler, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 31.12.2011 (31/12/2009) tarihine kadar kayıt ve tescil işlemlerini tamamlayarak bu maddenin öngördüğü diğer şartları da yerine getirmeleri halinde bu madde hükmünden yararlanabilirler.
Bu madde kapsamında trafik tescil kayıtları silinen motorlu taşıtların, adlarına tescil kaydı bulunanlar tarafından ilgili kurumlara teslimi ile il özel idarelerinin bu kapsamda teslim aldıkları hurda taşıtların satışından elde ettikleri kazançlar ve bu faaliyetlerle ilgili olarak yapılan işlemler ve düzenlenen kağıtlar her türlü vergi, resim ve harçtan müstesnadır, bu madde kapsamında yapılan motorlu taşıt teslimlerine ilişkin olarak 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin (a) bendi hükmü uygulanmaz.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla mevcut olmayan veya herhangi bir nedenle motorlu taşıt vasfını kaybetmiş olup model yılı 1998 ve daha eski olan taşıtların, bu durumlarının kanaat verici belgelerle tevsik edilmesi veya ilgili trafik tescil kuruluşu nezdinde adlarına kayıtlı olanlar tarafından yazılı bildirimde bulunulması halinde, bu taşıtlara ait motorlu taşıtlar vergilerinin 1/4'ünün 31.12.2011 (31/12/2009) tarihine kadar ödenmesi şartıyla, kalan vergi aslı, gecikme zammı, gecikme faizi, vergi cezaları ve tescil plakasına kesilen idari para cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçilir ve ödemeyi müteakip trafik tescil kayıtları silinir. Bu fıkra kapsamında trafik tescil kayıtları silinen motorlu taşıtların daha sonra bulunması veya varlığının tespiti halinde, terkin tarihi itibarıyla trafik tescil kaydı yapılır. Bu takdirde terkin edilen vergi ve diğer amme alacakları ayrıca bir işleme gerek olmaksızın bulundukları veya tespit edildikleri yılın Ocak ayında motorlu taşıtlar vergisi adıyla tahakkuk etmiş sayılır ve Ocak ayının son günü vade tarihi kabul edilerek takip ve tahsil edilir. Bulunan veya varlığı tespit edilen taşıtın noter satış senediyle veya kamu kurum ve kuruluşlarından satın alındığının tevsiki halinde taşıt, satış tarihi itibarıyla alıcı adına tescil edilir ve alıcı adına motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyeti tesis edilir.
5/7/2003 tarihinden önce çalınan veya trafikten çekme belgesi alınan motorlu taşıtlara ilişkin, çalınma veya trafikten çekme tarihinden (çalınma tarihinden bulunma tarihine kadar, henüz bulunmadıysa) 5/7/2003 tarihine kadar olan vergilendirme dönemlerine ait olup bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ödenmemiş olan motorlu taşıtlar vergisi ile bu vergiye ilişkin gecikme zammı, gecikme faizi, vergi cezaları ve tescil plakasına kesilen idari para cezaları terkin edilir. 5/7/2003 tarihinden önce trafikten çekme belgesi alınan taşıtlar için bu fıkrada değişikliğin yapıldığı tarihten önce ödenmiş olan motorlu taşıtlar vergisi ile buna ilişkin gecikme zammı, gecikme faizi, vergi cezaları ve idari para cezaları red ve iade edilmez.
13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20 nci maddesinin, 21/5/1997 tarihli ve 4262 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ile değiştirilen (d) bendinin yürürlük tarihinden önce, noterler vasıtasıyla satışı yapılan motorlu taşıtlar için, noter satış senedinin düzenlendiği tarihten sonra satıcılar adına tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergileri, gecikme zamları, gecikme faizleri ile vergi cezaları, (taşıtın 31/12/2009 tarihine kadar alıcısı adına tescili kaydıyla,) 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununda belirtilen düzeltme zamanaşımı hükümlerine tabi olmaksızın düzeltilir. Motorlu taşıtlar vergisinde düzeltme yapılan bu taşıtlarla ilgili olarak 31/12/2003 tarihinden önce tescil plakasına kesilen idari para cezalarının tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra kapsamına giren amme alacaklarına karşılık bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tahsil edilmiş tutarlar red ve iade edilmez. Bu hüküm, bu fıkra kapsamına giren taşıtlardan, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce alıcısı adına tescil edilmiş olanlar için de uygulanır.
Bu madde hükmünden gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak suretiyle yararlananlar, bu fiilleri başkaca bir suç teşkil etmediği takdirde 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 206 ncı maddesi gereğince, il özel idareleri ve MKEK Hurda İşletmesi Müdürlüğünce bu madde hükmüne göre teslim alınan taşıtları, taşıt vasfını kaybettirecek şekilde kullanılamaz hale getirmeyenler ile bu hususa ilişkin gerekli tedbirleri almayanlar aynı Kanunun 257 nci maddesi gereğince cezalandırılır.
Bu madde kapsamında tescil kayıtları silinen motorlu taşıtlara ait daha önce ödenmiş olan motorlu taşıtlar vergisi ile buna ilişkin gecikme zammı, gecikme faizi, vergi cezaları ve idari para cezaları red ve iade edilmez. Tescil kayıtları silinen bu taşıtlar üzerine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tatbik edilmiş olan hacizler kaldırılır.
Dördüncü fıkra gereğince trafik tescil kayıtları silinecek taşıtların, motorlu taşıt vasfını kaybettikleri haller ile mevcut olmadıklarının kabul edileceği durumları tespite ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye, İçişleri ve Maliye bakanlıkları müştereken yetkilidir.”
 
 
 
EkBoyut
SİRKÜLER-08-01-EK.doc 195.5 KB
Bu dokümanda yer alan bilgiler genel içeriklidir ve herhangi bir gerçek veya tüzel kişinin özel durumuna hitap etmemektedir. Sürekli güncel ve doğru bilgi sunumuna özen gösterilmesine karşın bu bilgiler her zaman her durumda doğru olmayabilir. Hiç kimse özel durumuna uygun bir uzman görüşü almaksızın , bu dokümanda yer alan bilgilere dayanarak hareket etmemelidir. Nexia Türkiye ve AS Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş.’ye, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.

İletişim

© Copyright 2019 As Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş. Tüm Hakları Saklıdır.