Sirküler

Karın Sermayeye İlavesi Sonucu n Hisselerin Durumu ve Konuyla İlgili Danıştay’ın Yürütmenin Durdurulması Kararı

SİRKÜLER

11/02

28/11/2013

 

 

KONU:

 

* Karın Sermayeye İlavesi Sonucu Alınan Hisselerin Durumu ve Konuyla İlgili Danıştay’ın Yürütmenin Durdurulması Kararı

 

KARIN SERMAYEYE İLAVESİ SONUCU ALINAN HİSSELERİN DURUMU VE KONUYLA İLGİLİ DANIŞTAY’IN YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI:

 

Danıştay 4. Dairesi 1 No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.6.2.4.3.” bölümünde yer alan aşağıdaki  paragraf hakkında yürütmenin durdurulması kararı vermiştir ( Esas No: 2013/2951, Tarihi: 16.9.2013): “Dönem kârından ayrılan yedekler kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması halinde ise bu işlem sonucu ortaklara bedelsiz hisse senedi verilmesi ile fiilen kâr payı dağıtılması arasında fark bulunmamaktadır.Her iki halde de ortaklar, kurum bünyesinde oluşan kârlar üzerinde tasarrufta bulunma imkanına sahip olmaktadır.Dolayısıyla, kâr yedeklerinden karşılanan sermaye artırımları sonucunda ortaklarca bedelsiz iştirak hissesi iktisap edilmesi durumunda, alınan bu iştirak hisseleri nominal bedelle iştirak hesaplarında izlenecek ve iştirak kazançları istisnası nedeniyle kurumlar vergisine tabi tutulmayacaktır.”

 

Sözkonusu paragraf, gerçek kişileri yada dar mükellef kurumları değil tam mükellef kurumları ilgilendirmektedir.

Genel tebliğin anılan bölümündeki bir üst paragrafta ise özetle; sermaye yedeklerinin sermayeye ilavesi sonucu alınan bedelsiz hisselerin bu şirkete iştirak eden kurumlarda aktif ve pasifte bir artışa neden olmayacağı, dolayısıyla bedelsiz hisse senetleri nedeniyle aktifte tutulan hisselerin sadece adedinin değişeceği bedelin değişmeyeceği açıklaması mevcuttur.Bu paragrafla ilgili bir Karar sözkonusu değildir.İlk bakışta genel tebliğin, yürütmesi durdurulan paragrafının mükellef lehine olduğu bu nedenle neden dava konusu olduğu sorusu akla gelmektedir.Bunun cevabını Kurumlar Vergisi Kanunu’nun iştirak kazançları istisnası ile 5.1.a Maddesinde  bulabiliriz. Anılan Maddede; bazı fon ve yatırım ortaklıklarının katılma payları ve hisse senetlerinden elde edilen kar paylarının iştirak kazancı istisnası kapsamında olmadığı belirtilmiştir. (Tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde ettikleri kar payları ise istisnaya dahildir) Bu gibi durumlarda; karını sermayeye ilave eden yatırım ortaklığından elde edilen bedelsiz hisse nominal bedeliyle iştirakler hesabına kaydedilirken diğer taraftan da iştirak kazancı olarak muhasebeleştirilecek ancak bu kazanç (istisna kapsamına girmediğinden) vergiye tabi olacaktır. Dolayısıyla, genel tebliğin anılan paragrafı bu kurumlardan bedelsiz hisseleri elde eden kurumlar aleyhine bir sonuç ortaya çıkmaktadır.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. Maddesinin 6-b bendinde “karın sermayeye ilavesi kar dağıtımı sayılmaz” hükmü yer almaktadır.Anılan bent; tam veya dar mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve gelir vergisinden muaf olanlara dağıtılan kar payları üzerinden yapılacak gelir vergisi tevkifatı ile ilgilidir. Öte yandan; Kurumlar Vergisi Kanunu’nun kurumlar vergisinden muaf olanlara dağıtılacak kar payları üzerinden yapılacak  kurumlar vergisi tevkifatı ile ilgili 15/2.Maddesinde ve dar mükellef kurumlara dağıtılacak kar payları üzerinden yapılacak kurumlar vergisi tevkifatı ile ilgili 30/3. Maddesinde de aynı hükümler mevcuttur.(Bu açıdan bakıldığında, bu kapsama girenler açısından bu şekilde edinilen hisse senetleri nedeniyle elde edilmiş bir kar payı mevcut değildir)

Yürütmenin durdurulması karar gerekçesinde yukarıdaki hükümler de dayanak gösterilerek, özetle; karın sermayeye ilavesi sonucu ortakların ellerinde mevcut hisse senetlerinin temsil ettiği maddi değerin artmadığı, ortakların mal varlığında bir artış meydana gelmediği, karın sermayeye ilavesi ile yine özkaynaklardaki sermaye yedeklerinin sermayeye ilavesi arasında, yada bunların sermayeye hiç ilave edilmemesi arasında iştirak edenlerin malvarlığına etkisi yönünden bir farklılık bulunmadığı bu nedenle bu şekilde arttırım sonucu elde edilen hisselerin iştirak kazancı olarak görülemeyeceği belirtilmiştir.

Alınan bu Karar çerçevesinde konuyu aşağıdaki şekilde değerlendirebiliriz:

1. Genel Tebliğin yürütmesi durdurulan paragrafı yok hükmündedir.

2. Nihai kararın farklı çıkması ihtimali mevcut karar gerekçesine bakıldığında çok düşük bir ihtimal olarak görülmekle birlikte böyle bir durumun da gerçekleşmesi hukuki olarak mümkündür.

3. Karar, iştirak kazançları istisnasından yararlanılamayan durumlar için mükellef lehine olmakla birlikte, iştirak kazançları istisnasından yararlanılan durumlar için mükelleflerin aleyhine sonuçlar doğurabilecektir.  Şöyle ki; genel tebliğin anılan düzenlemesi çerçevesinde kar kaynaklı sermaye artışları sonucu alınan bedelsiz hisselerin nominal değeri kadar iştirakler hesabına ilave yapılmakta dolayısıyla  iştirakteki hisselerin maliyeti bu tutarda artmaktadır.Bu hisseler daha sonra satılınca satış kazancı da bu maliyet esas alınarak belirlenmektedir.Hatta, satış kazancı istisnası ( Kurumlar Vergisi Kanunu Madde:5/1-e de yer alan, iki yıl elde tutulmuş olan hisse satış kazançları için öngörülen % 75 lik istisna) da buna göre belirlenmektedir. Eğer, Karar gerekçesinden de hareketle bu tip işlemler sermaye yedeklerinin ilavesi gibi görülürse, aktifte ve pasifte bir artış doğmayacağından iştirak hisselerinin maliyet bedelinin de bu çerçevede belirlenmesi gerekir.Bu ise, satış kazancını arttıracaktır.İstisna işlemlerde ise, hem % 75 lik istisna kazanç tutarı hem de kalan % 25 lik vergiye tabi kısım rakamları büyüyecektir.

4. Genel Tebliğdeki anılan paragrafın yürütmesi durdurulmuş olmakla birlikte, bu konuda vergi idaresince henüz açıklama yada yeni bir düzenleme de yapılmamış durumdadır.(Sadece Gelir İdaresi Başkanlığı’nın web sitesindeki mevzuat bölümünde yer alan genel tebliğin ilgili bölümüne Danıştay Kararı uyarınca yürütmenin durdurulduğu notu işlenmiştir)

Sözkonusu paragrafla ilgili olarak kurumların geçmiş yıllardaki uygulamaları da gözönüne alınarak vergi idaresinin konuya ne şekilde yaklaşacağı henüz belli değildir.Özellikle geçmişte yapılan uygulamaların da düzeltilmesi gibi bir anlayışa gidilmesi işin içinden çıkılmasını çok zor hale getirebilir.

Ancak; gelir vergisi mükellefleri için bu şekilde iktisap edilen hisselerde maliyet bedelinin ne şekilde hesaplanacağına dair 232 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin aşağıdaki açıklaması halen yürürlüktedir:“Kar yedekleri kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması halinde, bu işlem dolayısıyla sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli ile yeni alınan hisse senetlerinin itibari değerleri toplamının sermaye artırımı sonrasında sahip olunan toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanacaktır.”

Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 67.Maddesine göre borsada yapılan hisse senedi alım satım işlemlerindeki kazançlar üzerinden yapılan tevkifat (halen % 0 dır) ile ilgili 257 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde de  benzer yönde açıklama mevcuttur.

Vergi Usul Kanunu’nun enflasyon düzeltmesi ile ilgili Mükerrer 298.Maddesinde (karın sermayeye ilavesi) temettü karşılığı alınan hisse senetleri için iştirak edilen şirket sermayesinin tescil tarihin enflasyon düzeltmesine esas tarih olduğu belirtilmiştir.Bu şekilde elde edilen hisse senetlerinin kayıtlara intikal ettirilecek değeri sıfır olsa idi herhalde Kanun Maddesine böyle bir hüküm konulmasına gerek kalmazdı.Nitekim 11 No’lu VUK Sirkülerinde de bu şekilde iktisap edilen hisse senetlerinin bedellerinin düzeltmeye esas tutar ile düzeltme katsayısının çarpılması suretiyle düzeltileceği belirtilmiştir.

Görüldüğü gibi;1 No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin kar yedeklerinin sermayeye ilavesi sonucu elde edilen hisselerin ne şekilde kayıtlara alınacağına ve değerlendirileceğine dair bölümünün yürütmesi durdurulmuş olmakla birlikte,  aynı konudaki diğer Genel Tebliğler, Sirküler ve hatta Kanun Maddesinde bile (yürütmesi durdurulan) anılan paragraf paralelindeki düzenlemeler yürürlükte bulunmaktadır.Buradan da hareketle ve uygulama değişikliğinin geçmişe yönelik olarak büyük sıkıntılara yol açabileceği dikkate alınarak vergi idaresinin konuyla ilgili olarak en kısa zamanda açıklama yada düzenleme yapması yerinde olacaktır.

 

Saygılarımızla,

 

 

 

Bu dokümanda yer alan bilgiler genel içeriklidir ve herhangi bir gerçek veya tüzel kişinin özel durumuna hitap etmemektedir. Sürekli güncel ve doğru bilgi sunumuna özen gösterilmesine karşın bu bilgiler her zaman her durumda doğru olmayabilir. Hiç kimse özel durumuna uygun bir uzman görüşü almaksızın , bu dokümanda yer alan bilgilere dayanarak hareket etmemelidir. Nexia Türkiye ve AS Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş.’ye, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.”

Bu dokümanda yer alan bilgiler genel içeriklidir ve herhangi bir gerçek veya tüzel kişinin özel durumuna hitap etmemektedir. Sürekli güncel ve doğru bilgi sunumuna özen gösterilmesine karşın bu bilgiler her zaman her durumda doğru olmayabilir. Hiç kimse özel durumuna uygun bir uzman görüşü almaksızın , bu dokümanda yer alan bilgilere dayanarak hareket etmemelidir. Nexia Türkiye ve AS Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş.’ye, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.

İletişim

© Copyright 2019 As Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş. Tüm Hakları Saklıdır.