Ek Vergi Dava Konusu Edilebilir
Bilindiği üzere 7440 sayılı Kanun ile Kurumlar Vergisi mükelleflerine 2022 yılı ile münhasır olmak üzere gerek Kurumlar Vergisi Kanunu’nda gerekse de diğer Kanunlarda yer alan düzenlemeler uyarınca, kurum kazancının tespitinde dikkate alınan istisna ve indirim tutarları ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32/A maddesi kapsamında indirimli kurumlar vergisine tabi matrahlar üzerinden ek vergi getirilmişti.
Ek vergi; 2022 yılına ilişkin verilen kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilmek suretiyle, tespit olunan istisna ve indirim matrahları üzerinden %10 oranında, Kurumlar Vergisi Kanunu hükümleri uyarınca iştirak kazançları ile yurtdışından elde edilen ve en az %15 oranında vergi yükü taşıyan yurtdışı iştirak kazançları ve yurtdışı şube kazançları üzerinden ise %5 oranında hesaplanmaktadır.
Kanun hükmünün uygulanmasına ilişkin 7440 Sayılı Kanun Genel Tebliği (Seri No: 3), 15.04.2023 tarihli ve 32164 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Tebliğ düzenlemesine ve ek vergiye tabi olan ve olmayan matrahlara ilişkin açıklamalarımız müşavirliğimiz tarafından 17.04.2023 tarih ve 04/06 sayılı sirkülerimiz ile duyurulmuştu.(Sirküler açıklamaları için tıklayınız)
İlgili sirkülerimizde ek vergiye tabi olan ve olmayan matrahlara detaylı olarak yer verildiğinden tekrardan kaçınmak amacıyla iş bu gündemimizde sadece ek vergi düzenlemesine karşı yargısal süreçten özet olarak bahsedilecektir.
Hukuk devleti ekseninde vergilendirmenin genel ilkeleri; hukuki güvenlik, eşitlik, belirlilik, ölçülülük, kanunların geriye yürütülmemesi, kazanılmış haklara saygı, mülkiyet hakkı, mali güce göre vergi alınması gibi anayasa düzeyinde korunmuş temel haklardır.
Getirilmiş olan ek vergi düzenlemesinin; anayasal ilkelere aykırı olduğu, istisna edilmiş kazançlar üzerinden mükelleflere vergi yükü yarattığı ve bu yükünde, temel hak ve özgürlüklere ölçüsüz ve aşırı boyutta müdahale olduğu bu sebeple de mülkiyet hakkının korunmadığı bahsiyle vergi yazınında pek çok görüş oluşmuştur.
Özellikle iştirak kazancı istisnası üzerinden %5 oranında ek vergi ödenecek olması, dağıtıma konu kazancın iştirak edilen kurumda zaten kurumlar vergisine tabi tutulduğu düşünüldüğünde, tek kaynaktan gelen kazanç üzerindeki vergi yükünü dahada yukarı çıkarmaktadır. Oysaki bu istisna ile mükerrer vergilemenin önlenmesi amaçlanmakta, istisnaya konu kazanç, esas itibarıyla kazancın elde edildiği ilk kurumda kurumlar vergisine tabi tutulduğundan, kazancın kar dağıtımı yoluyla intikali sağlanan diğer kurumlarda da kurumlar vergisine tabi tutulmasının önüne geçilmek istenmektedir.
Ayrıca emisyon primi gibi özü itibariyle şirkete konulan sermayeden farksız olan ve TTK hükümlerine göre genel yasal yedek akçe olarak değerlendirilen ödemelerin, Kurumlar vergisi sistematiği gereğince vergiden bağışık gelir olarak beyanname üzerinde gösterilmesi sebebiyle ek vergiye tabi tutulması tartışmaya açıktır.
Dolayısıyla ek vergiye tabi tutulan indirim ve istisnaların her birinin kendi içinde değerlendirilmesinin yapılması gerekmektedir.
Mükellefler, ek vergi düzenlemesine ilişkin olarak yargısal süreç başlatmak isterlerse 2022 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamelerini ihtirazi kayıt seçeneği ile vermeleri ve 30 gün içinde bu beyannameler üzerinden tarh edilen vergilere yetkili Vergi Mahkemesinde dava açarak yargısal süreci başlatmaları gerekmektedir.
Ek verginin itiraz yolu ile Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülmesi durumunda, verilen iptal kararının sonuçları aykırılığı ileri süren taraf lehine yargısal sonuç doğuracaktır. İtiraz edenler iptal kararından geçmişe yönelik olarak yararlanırken, itiraz edenler dışında kalanların ise iptal kararından yararlanamayacağını belirtmek isteriz. Çünkü anayasa mahkemesi kararları geriye yürümemektedir.
Bu bakımdan mükellefler tarafından ek verginin dava konusu edilip edilmeyeceğinin değerlendirilmesinin yapılması gerektiğini hatırlatmak isteriz.
26.04.2022
Saygılarımızla
© Copyright 2019 As Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş. Tüm Hakları Saklıdır.